Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Dost TV ve Dost FM’de yayınlanan “Prof. Dr. Nevzat Tarhan’la Akla Kapı” programında önemli değerlendirmelerde bulundu. Ebeveynlerin çocuklarının hayatlarını yönetmek yerine çocuklarına kendi hayatlarının kaptanı olma fırsat vermesi gerektiğine dikkat çeken Tarhan, anne ve babanın vazifesinin sadece kılavuz kaptan olmak olduğunu söyledi.
“Küresel sermaye dünyaya bakıyor…”
Günümüzde yapılan evliliklerin çoğunun boşanmayla sonuçlandığına ve bu sayının dünyada ve Türkiye’de fazla olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Dünya nüfusu, küresel sermaye dünyaya bakıyor. Dünya nüfusu çok hızlı bir şekilde artıyor. Bu da endüstri devrimini ortaya çıkardı. Endüstri devrimini tetikleyenlerden birisi de Malthus'tur. Malthus, ‘Dünya nüfusu 800 milyona yaklaşırsa açlık başlayacak.’ diyor. Onun üzerine daha çok çalışıp dünya nüfusunu azaltalım diye endüstri devrimleri yapıyor. Dünya nüfusunun artmasını önlemek için neler yapabiliriz diye projeler, endüstri devrimi tetikleyen birçok çalışmalar yaptı. Liberalizmin ve komünizmin ortaya çıkmasını tetikleyen odur. Dünyaya hâkim olmamız için güçlü olup, zayıfları yenmeliyiz. Mesela Hitler ondan etkilenmiş. ‘Dünyaya hâkim olmamız lazım.’ tarzında yaşamış. Dünyaya hükmetme duygusunu tetikliyor. Küresel sermaye dünya nüfusunu kontrol etmek istiyor.” dedi.
“İnsanların devlete karşı güvensizlikleri var…”
Türkiye’ de aile planlamasının etkilerine değinen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, insanların bu konuda devlete karşı güvensiz olduğunu ve bu güvensizliğin hala devam ettiğini belirtti. Tarhan; “1960'ların aile planlamasında spiral dağıtıyorlardı, haplar dağıtılıyorlardı. Köy köy, kapı kapı dolaşıyordu. Küresel sermayenin Türkiye'deki uzantıları da bu. Bunu ciddi proje olarak yapıyorlardı. Doğum sayısını, nüfusu azaltmak. Doğu Anadolu'da başarılı olamadılar.” ifadelerini kullandı.
“Çocuk olmasa da olur diyorlar…”
Dünya genelinde evlilik dışı doğum oranları hakkında da değerlendirme yapan Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Şu andaki aile planlaması yöntemi, bir noktada işe yaradı ama her tarafta işe yaramadı. ‘O halde aileye ihtiyacımız yok, yüzde 50 başarısız olan bir kuruma yatırım yapılmaz, boşanmalar yüzde 50'yi geçti, nüfus azaltmanın yönü çocuk sayısını azaltmaktadır. ’diyorlar. ‘Çocuk olmasa da olur.’ diyorlar. ‘Bir çocuk yeter.’ diyorlar ve bu İskandinav ülkelerinde, Avrupa'da, Batı Avrupa'da başarılı oldu. Ukrayna'da da başarılı oldu. Rusya'da biraz başarılı ve bu istatistikler şöyle gösteriyor. Evlilik dışı doğum oranı, Türkiye’de yüzde 2,9 İskandinav ülkelerinde yüzde 56-59, İzlanda'da yüzde 69, Fransa'da yüzde 59. Amerika'da bebek kutuları var. Hastanelere bebek kutusu koymuşlar, sokağa bırakılıp ölmesinler diye. Dışarıdan bebek kutusuna koyuyorlar, kapatıyor. Orada bir beşik var, içeriden alıyorlar, anne babayı hiç görmeden. Bu ciddi bir sorun…” şeklinde konuştu.
“Medeniyet olarak gördüğümüz Batı'nın zulmünün sınırı yok!”
Küresel sermaye ve küresel propagandanın uluslararası etkilerine değinen Tarhan; “Küresel propaganda Gazzelilere hayır deme hakkımızı elimizden alıyor. Yani onaylamayan birçok kimse sesini çıkaramıyor. Uluslararası alanda birçok şirket söyleyemiyor. Yani katliama karşı katliamı tanımama hakkımız, özgürlüğümüz yok şu anda. Medeniyet olarak gördüğümüz Batı'nın zulmünün sınırı yok. Aynı şeyi şu anda küresel sermayeye yapıyorlar. Bunu da en çok sosyal medya üzerinden yapıyorlar. Çünkü insanın yaratılışıyla mücadele ediyorlar. Cenab-ı Hakk'ın hikmetine savaşçılık. Onlar Allah'a karşı kafa kafalar, Allah'a karşı hesap verme duygusu olan bir kimse bunu yapmaz. Onlar kendilerini Allah gibi görüyorlar. Yani kendilerini tanrı gibi gördükleri için ölümsüzlük arıyorlar. Ciddi şekilde ölümsüzlük aşısı arıyorlar ve dünyaya hükmetmek istiyorlar. Ölüm onları durduran tek şey.” dedi.
“Çocuk kendi gemisinin kaptanı olmalı”
Ebeveynlerin çocuklarının hayatlarını yönetmek yerine çocukların kendi hayatlarının kaptanı olması gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “Eski yöntemler kullandığından korkuyla çocuğumuzu sindirip yönetiriz istediğimiz noktaya getiririz. Şu andaki eğitim sistemimizde çocuklarımız lisede faşist oluyor, üniversitede anarşist oluyor, iş hayatında kapitalist oluyor. Emekli olunca da Müslüman oluyorlar. Böyle bir nesil yetişiyor. Çocuklar faşist oluyor derken çocuklar zorlandığı zaman karşıt role giriyorlar. Birey olduğunu hissetmediği için otoritenin tam tersine yöneliyorlar ama onaylamama hakkınız var. Anne babanızın vazifesi sadece kılavuz kaptan olmaktır. Geminin yerine geçip de onu yönetmek değil. Çocuk kendi gemisinin kaptanı olmalı. Bu zamanda bunu çocuğa küçük yaşta öğretirseniz çocukta cinsellikle ilgili yanlış öğrenme varsa hemen düzeliyor.” şeklinde konuştu.
Okunma : 719
ÜHA