Ailede ruh sağlığı için iletişim önemli. Özellikle de çocuklarla kurulan. Bu konuda hassas davranılması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, baskı, tenkit, korkutma, azarlama gibi tepkilerin çocukları savunmaya ittiğini söylüyor ve çocuğun anne-babayı cezalandıracak davranışlar sergileyebileceği uyarısında bulunuyor.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Nesil Yayınlarından çıkan “Son Sığınak Aile” kitabında ebeveynin, çocukla nasıl iletişim kurması gerektiğinin püf noktalarını ele alıyor.
Ailede yaşanabilecek en büyük problemlerden birinin iletişimsizlik olduğunu ifade eden Rektör Tarhan olumsuz bu tablonun çocukların ruhunda telafisi zor zararlara neden olabileceğini söylüyor.
Çocuğunun erdemli, ahlak sahibi olmasını isteyen bir anne-babanın önce kendi aralarında sonra da çocuklarıyla iyi bir iletişim kurması gerektiğini hatırlatan Tarhan, çocuklarının kendilerini ifade etmeleri için iletişim yollarının açık tutulması gerektiğinin de altını çiziyor.
İyi bir iletişimin çocuklara ve ebeveyne güveni, değer duygusunun gelişimini ve diğerleriyle iyi bir iletişim kurmayı sağladığını kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ebeveyn tarafından sergilenen baskı, tenkit, korkutma, sindirme, küçümseme, azarlama gibi davranışların çocukları savunmaya ittiğini ifade ediyor. Tarhan; “Böylece çocuğun içinde anne ve babasına karşı öç alma duygusu gelişiyor ve çocuk anne-babayı cezalandırmak için onların hoşlanmadıkları şeyleri yapmaya başlıyor.” Diyor.
Sözlerimizin çocukların vicdanına hitap etmesini istiyorsak dilimizden değil, kalbimizden çıkmasına özen göstermemiz gerekir diyen Rektör Tarhan, inanılmadan söylenen sözün iz bırakmayacağını duygu yüklü olmadığı için de hafızada yer bulmayacağını söylüyor.
Çocukla iletişiminin açık olması gerektiğine vurgu yapan Tarhan, çocuklarının hayatını kolaylaştırmanın anne-babanın elinde olduğunu hatırlatıyor, birkaç davranışın ise yeterli olabileceğini belirtiyor. Bunları Tarhan şöyle sıralıyor.
•Konuşmadan önce çocuğunuza sevgi dolu bir dokunuş
•Konuşmaya sakin bir ses tonuyla başlama
•Çocuğun gözlerinin içine bakarak hitap etme
•Tıpkı bir yetişkine hitap ediyor gibi nazik ifadeler kullanma
•Dikkatin tamamen çocuğa odaklanması
Tarhan, çocuklarla açık iletişimin önemine bir kez daha dikkat çekiyor, açık iletişimi engelleyen unsurların altını çiziyor.
•Eleştirmeyelim!
•Küçük düşürmeyelim!
•Sürekli nasihat etmeyelim!
•Söylenenleri önemseyelim!
Sağlıklı bir iletişimde, konuşmak yani anlatmak, açıklamak kadar dinlemek de önemlidir. İyi bir dinleyici olmanın anlamı karşıdakinin sözlerini dikkatle ona odaklanarak dinlemektir. Ebeveynler çocuklarına bu konuda örnek olmalılar. Aktif dinleme, konuşmayı takip etme, yeri geldiğinde soru sorma gibi.
•Dinlerken gözlerinin içine bakmak
•Yaptığı işi bırakıp can kulağı ile onu dinlemek, televizyonu kapatmak gibi
•İlgili ve dikkatli olmak (Çocuklar ailelerine bir şey söylediklerinde, onların ilgilenip ilgilenmediklerinin onların cevaplarına göre ölçerler. Bu yüzden onlar sizinle konuştuklarında elinizdeki işi bırakıp onlarla ilgilenin.)
•"Ooo", "Anlıyorum", "Gerçekten mi?" gibi tepkiler vermek (Çocukları aktif bir şekilde dinlediğinizi gösterin. Konuşma esnasında yüreklendirilmeye ihtiyaç hissedebilirler. Okuldaki günün nasıldı? Tarzındaki sorularla konuşmayı yönlendirmek gibi.)
•Çocukları önemsemek (Önemsendiklerini anladıklarında daha fazla duygu ve düşüncelerini paylaşırlar.)
•Sabırla dinlemek (Konuşma esnasında, ifadeler kelimelerle sınırlıdır. Çocukların doğru kelimeleri bulması daha uzun zaman alabilir. O yüzden kısa sürede, telaş içinde konuşmayı bitirmesini beklemeyin. Uzun bir zaman dilimi ayırarak, sakin şekilde dinleyin onları.)
•Söz kesmemek
• Mesajı anlamak (Çocuklar, ses tonlarıyla, yüzlerindeki mesajlarla, enerji seviyeleriyle, duruşları ve tavırlarıyla mesaj verir. Bu mesajlarla onların söylediklerinden daha fazla bir şey olduğunu tahmin edebilirsiniz. Onlara zaman tanıyın.)
İletişimi geliştirmek için yapılacak birkaç öneri:
-Çocuklarınıza gerçekten düşünceleriyle ilgili olduğunuzu gösterin. Onlarla ilgilendiğinizi belli ederseniz, onlar da görüşlerini, neler hissettiklerini rahatça sizinle paylaşacaktır.
-Çocuklara, cevapları sadece "Evet/Hayır" olmayacak, yoruma dayalı sorular sorun.
-Paylaşımlarınızı arttırın. Mesela evde bir eşyanın yerini değiştirecekseniz oğlunuzun/kızınızın görüşünü de alın.
-Beden dilini gözlemleyin. Şayet konuşurken boşluğa bakmaya başlamışsa, saçma cevaplar veriyorsa sıkılmış demektir. Ya konuşmayı bitirin ya da onun dikkatini çekebilecek başka bir konu açın.
-İyi bir dinleyici olmanın önemli şartlarından biri, kendini karşındakinin yerine koymaktır. Okuldan cam sıkkın gelen çocuğunuzun duygularını ifade etmesine izin verin. Mesela "Bugün matematik dersin vardı değil mi? Derste seni kızdıran bir şey mi oldu? Kızgın gibisin" diyerek konuyu açabilirsiniz.
-Duygularını tanımlayabilmesi için yardımcı olun. İnsan ilişkileri monoloğa değil, diyaloğa dayanmalıdır. Yaşadığınız olayları, konuları, kaygıları paylaşmalısınız. Diyalog eksikliğinizi görüp tamamlarsanız, daha mutlu bir beraberlik sizi bekler.
Şaban Özdemir (NPGRUP)
Okunma : 7198