Kötücül duyguların insan biyolojisini bozduğunu biliyor muydunuz?
Prof. Dr. Nevzat Tarhan anlatıyor…
Negatif duygular kişinin psikolojisine ve fiziksel sağlığına zarar veriyor. Öyle ki bu kötücül duygular insanda baskı oluşturuyor, tansiyonun yükselmesine neden oluyor ve daha birçok rahatsızlıklara davetiye çıkarıyor.
Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Timaş Yayınlarından okuyucusuyla buluşan son kitabı “ Güzel İnsan Modeli” isimli kitabında affetme ve bağışlama başlığı altında konuyu ayrıntısıyla ele alıyor. Rektör Tarhan, bağışlamanın insan biyolojisine etkilerini bilimsel çalışmalar ışığında açıklıyor.
Bir insanı bağışlamanın büyük bir özgürlük olduğunu, kin biriktiren insanın sırtında bir çuval yük taşıyan kişiye benzediğini ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, klinik alanda yapılan bin 200 civarında araştırmayla negatif duyguların kişinin psikolojisine ve fiziksel sağlığına zarar verdiğini ortaya çıkardığını söyledi. Tarhan kötücül duyguların insan biyolojisini bozduğunun altını çizdi. Tarhan;
“Bu kötücül duygular, insanda baskı oluşturmakta ve bu da zamanla tansiyonun yükselmesine, kalpte ritim bozukluklarına, hormonal değişikliklere, unutkanlık gibi farklı hastalıklara sebep olmaktadır. Öfke ve kinin devamlı olması, kortizol hormonunun uzun zaman salgılanmasına yol açar. İnsanın stres seviyesinin yükselmesine neden olan bu durum, bağışıklık sisteminin bozulduğuna işaret eder.
Bağışıklık sistemindeki tahribat, insanın hastalıklara karşı direncini azaltır. Kişi affedemediği zaman, tıpta slogan şeklinde söylenen “Stres, immun supresyon (baskılama) yapar” kuralının gerçekliğine tanıklık ederiz. Bu bilimsel doğru, bizim bağışlayıcılığımızın bağışıklık sistemimizi sevindirdiğini gösterir.
Newsweek dergisi’nin, Eylül 2004’te yer verdiği bir çalışmada; alerjinin, duygular ve psikolojik tepkilerle ilgili boyutu ele alınmış ve alerjik reaksiyonların bedene yansımasının olduğu ortaya çıkmıştır. Yine bu çalışmada, alerji tedavisinde kişinin ruh halinin de önem kazandığı tespit edilmiştir.
Yapılan deneylerde, çay yaprağının ciltte kızarıklığa ve kaşıntıya sebep olduğu denekler kullanılmış; deneklerin gözleri kapatılarak sağ kollarına çay yaprağı, sol kollarına ise başka bir bitkiyle dokunulacağı söylenmiştir. Gözü kapalı olan deneklerin sağ kollarına yaprak konulmamasına rağmen reaksiyon meydana geldiği, sol kollarında ise herhangi bir tepki olmadığı belirlenmiştir. Bu durum, telkinle alerjinin farkını göstermektedir.
Hipnotik transa girmiş bir kişiye “Koluna kızgın demir dokunduracağım” diyen uzmanın, hastanın koluna parmağını dokundurmasına rağmen kolun o bölgesinin su topladığı görülmüştür. Bu deneyler, vücudumuzu beynimizin yönettiğinin en büyük işaretidir. Her organ, her duygu beynimizde temsil edilmektedir.”
Şaban Özdemir (NPGRUP)
Okunma : 6572