“Bağımlılık sarmalı: Biyopsikososyal modelde bağımlılık” temasıyla düzenlenen 10. Ulusal Alkol ve Madde Bağımlılığı Kongresi Antalya’da başladı. Kongrede alkol ve madde kullanım bozukluklarının tanı ve tedavide farklı boyutlarının değerlendirilmesinin yanı sıra bireye özgü tedaviler de tüm yönleriyle ele alınıyor. Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi ve Bağımlılık Psikiyatrisi Derneği’nin düzenlediği kongrede, bağımlılığın tanı ve tedavisinde gelinen son nokta ile yeni yaklaşımlar masaya yatırılıyor. Uzmanlar, salgın haline gelen bağımlılığa dair şimdi zorunlu tedaviyi tartışıyor…
Bu sene “Bağımlılık sarmalı: Biyopsikososyal modelde bağımlılık” temasıyla onuncu kez düzenlenen Ulusal Alkol ve Madde Bağımlılığı Kongresi Antalya Belek’te başladı. Alkol ve madde kullanım bozukluklarının tanı ve tedavide farklı boyutlarının değerlendirilmesinin yanı sıra bireye özgü tedaviler de tüm yönleriyle ele alınıyor.
Kongre Başkanlığı’nı Üsküdar Üniversitesi Bağımlılık Uygulama ve Araştırma Merkezi -ÜSBAUMER Müdürü Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’ın üstlendiği 10. Ulusal Alkol ve Madde Bağımlılığı Kongresi’nde; toplam 36 panel ve 13 kursun yanı sıra sempozyumlar ve vaka sunumları da yapılıyor.
Kongre’nin açılış töreni; Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve ÜSBAUMER Müdürü Prof. Dr. Nesrin Dilbaz’ın oturum başkanlığında, Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Çelik tarafından “Dünden Bugüne Bağımlılık Politikaları” başlıklı sunumu ile gerçekleşti.
Bağımlılığa dair her şey masaya yatırılıyor!
Üsküdar Üniversitesi olarak Sağlık Bakanlığı’nın desteklediği, bağımlılığın konuşulduğu tek ulusal Kongre’nin ortağı olmaktan gurur duyduğunu ifade eden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, kongrenin önemine ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu: “Bağımlılık konusunda Türkiye’deki tedavilerin, bağımlılık vakalarının tartışıldığı, yeni bilgilerle literatüre katkı yapacak yayınların sunulduğu bir kongre olması açısından önem taşıyan bu Kongre’de bağımlılık alanında ülkemiz ve dünyadaki gelişmeleri ele alarak, bu yönde politikaların belirlenmesine katkıda bulunmayı hedefliyoruz. Kişilerin bağımlı olmaması adına önleyici bağımlılık hizmeti olarak neler yapabilir, bunu sorgulayacağız.
Zorunlu tedavi bağımlılıktan kurtarır mı?
Kongre teması olarak bu yıl ‘Bağımlılık sarmalı: Biyopsikososyal modelde bağımlılık’ belirlendi. Biyopsikososyal ile bağımlılıktaki paradigma dönüşümü nedir bunu ele alacağız. Madde kullanımı, özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde bir özgürlük alanı olarak düşünülüyor ve görülüyordu. Bu ülkeler ‘Kişi için madde temin etmek ama etrafa zarar vermemesini sağlamak gibi bir politikamız var’ diyordu. Bu yaklaşım zamanla madde kullanımını artırırken, maddeye serbest ulaşım, psikoz, şizofreni hastalığında da artışı beraberinde getirdi. ‘Sen özgürsün, madde kullanabilirsin’ şeklindeki tutum gençliği bağımlılığa itti. Bu nedenle bağımlılıktaki özgürlük sorununun tartışılması gerekir. Madde kullanan kimse ne kadar özgür ve iradesini kullanıyor? Madde kullananların beyni farklı çalışıyor. Bu kişilerin kendine zarar verme özgürlüğü var mı, bu tartışma konusu. Bağımlı bir kişinin beyninde kontrol kaybı yaşanıyor. Beyinin nöroplasitesi bozulmuş. Bu durum tıpkı şuna benziyor. Kulağı duymayan kişiye duysana, yürüyemeyen kişiye yürüsene, depresyondaki kişiye de gez, toz, takma kafana geçer demeye. Hâlbuki bu durum kişinin elinde değil. İstem dışı bir durum. Kontrolle ilgili nörobilyolojik mekanizması bozuluyor kişinin. Dolayısıyla da iradesini kontrol edemiyor. Özgür irade bunun neresinde? İşte bu durumda psikiyatristler olarak zorunlu tedaviyi tartışıyoruz. Biz zorunlu tedavinin çok işe yarayacağını düşünüyoruz.
Kimyasal kaos durumu var!
Kongre’de ele alacağımız önemli başlıklardan biri de özellikle psikiyatri profesyonellerini çözümsüz hissettiren konu olan sentetik kanabinoidler. Her geçen gün piyasaya yeni moleküller çıkıyor. Bir kimyasal kaos durumu var. Piyasaya yeni çıkan molekülleri elimizdeki cihazlar ölçemeyebiliyor. Dolayısıyla kişi bu maddeyi aldıysa cihaz tanımadığı için kullanmadı gözüküyor. Şimdi denetimli serbestlik merkezleri idrar ölçümünden vazgeçti. Çünkü sentetik esrar klasik yöntemle ölçülemiyor. Gelişmiş ileri toksikoloji laboratuvarlarında bu ölçülebiliyor. Üsküdar Üniversitesi olarak toksikolojide Türkiye’nin ilk ISO 17025 akreditasyon belgesine sahip Klinik Farmakogenetik-İleri Toksikoloji Analiz Laboratuvarı, Uluslararası Akreditasyon Birliği’nin denetimlerinden başarıyla geçti. Türkiye’de adli tıp dışında akreditasyonu olan bir kurumuz. Yurt dışına analiz için idrar, kan örnekleri gönderiyorduk şimdi analizleri biz yapıyoruz. Türkiye’de referans laboratuvar olarak çalışıyoruz. Klasik taramanın çok ötesinde bir yöntem kullanıyoruz. DNA analizi doğruluğunda %98 oranında doğruluk elde ediyoruz.
Bağımlılık salgını var!
Bağımlılık salgını var dünyada. Ucuz ve erişimi kolay olduğundan özellikle sentetik esrarda. Düşünün! Bağımlılar nargilenin içindeki elma kabuklarına kimyasalı sıkıp içiyorlar. Sonrasında kişi şizofrenik atak geçirmiş olarak karşımıza geliyor. Bir araştırıyoruz ki nargilenin içine sprey olarak sıkılmış. Bugün, sentetik esrar, insanlığı terör tehlikesinden daha fazla tehdit ediyor. Bağımlılık, sosyal yeti yitimine sebep olan, insanları fonksiyonsuz, işlevsiz, işe yaramaz bırakırken, özellikle de genç kuşakların kaybına neden oluyor.
Önleyici müdahaleler gerekli!
Bağımlılıkla mücadele ederken önleyici mücadeleyi esas almak gerekir. Koruyucu çalışmalar, bağımlı olan bir kişiyi tedavi etmekten daha az maliyetli. ABD’deki gibi bağımlılık enstitülerinin kurulması, bu konuda akademik çalışmalar yapılması, bakanlıklar arası bir koordinasyon oluşturulması gerekiyor. Bu kapsamda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı önleyici bir yapının oluşturulması adına birlikte politikalar oluşturmalı.”
Son 10 yılda önceki 10 yıla oranla anlamlı artış var!
Kongrenin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, uyuşturucu ve uyarıcı madde kullanımı ve bağımlılığın ülkemizde ve dünyada büyük bir hızla yayıldığını hatırlatarak madde kullanım problemi nedeniyle acı çeken ve tedaviye başvuran kişilerin sayısının günden güne arttığını söyledi. 2004 yılında kamu, üniversite ve özel hastaneler dâhil tüm tedavi merkezlerinde madde kullanım problemi nedeniyle tedaviye başvuran kişi sayısının toplam 12 bin 756 (ayaktan tedavi gören 11 bin 239 kişi ve yatarak tedavi gören bin 517 ) olduğunu belirten Dilbaz, 2013 yılında ise bu sayının 258 bin 441’e (ayaktan tedavi gören 246 bin 586 ve yatarak tedavi gören 11 bin 855) yükseldiğine dikkat çekti.
Uyuşturucu maddeleri deneme oranları artış gösteriyor!
Gençler arasında yeni çıkan uyuşturucu/uyarıcı maddeleri (sentetik ürünler) deneme oranının 2011’de %5 iken, 2015’te %8 yükseldiğini ifade eden Prof. Dr. Nesrin Dilbaz; “Yapılan araştırmalar maddeyi ilk kez kullanma yaş ortalamasının 14’lere kadar düştüğünü bulgulamaktadır. Kullanılan madde tercihine bakıldığında daha çok sigara, alkol, esrar ve uçucu maddeler tercih edilmektedir. Madde kullanan kişilerin ortalama %20 kadarının birden fazla madde çeşidini kullandıkları bulunmuştur. TUBİM (2011) raporuna göre; eğitimsizlerde yaşam boyu uyuşturucu madde kullanımı %2,6 iken, ilkokul mezunlarında %2,4, ortaokul mezunlarında %3,2, lise mezunlarında %2,6, üniversite mezunlarında %3,1 olarak tespit edilmiştir” diye konuştu.
Bağımlılık biyolojik, psikolojik ve sosyal yönleri ile incelenmeli!
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, bu yılki Kongre’nin temasını belirlemek amacıyla ülkemizde ve dünyada her yaştan, her cinsiyetten, her eğitim seviyesinden kişiler için risk oluşturması ve yaygınlığının gittikçe artması nedeniyle bağımlılığın biyolojik, psikolojik ve sosyal yönlerden geniş çaplı ele alınması gerektiğinden yola çıktıklarını söyledi.
Bu üç alanı kapsayacak tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve uygulanmasının büyük önem taşıdığını vurgulayan Dilbaz, “Bu alandaki bilgi birikimi ve paylaşımını arttırmak amacıyla kongrenin ana teması bu konu çerçevesinde geliştirilmiştir. Bu bağlamda psikiyatrinin önde gelen bilim insanlarının önemli araştırmalarını paylaşacakları, klinik ve psikiyatrik uygulamalarda güncelleştirmelerimizi kolaylaştıracak dinamik oturumların yer alacağı bir program planlanmıştır” diye konuştu.
Bağımlılık ulusal güvenlik problemi!
Bu alanda çalışmanın zor olduğunu dile getiren Dilbaz, bağımlılığın ulusal güvenlik problemi olduğunu düşündüklerini kaydetti. Bağımlılığın ülkeyi tehdit eden birçok şeyden aslında daha da fazla tehdit ettiğine dikkat çeken Dilbaz, maddeye harcanan paranın büyük kısmının teröre gittiğini söyledi. Dilbaz kongrede sadece hastalık kısmını değil, ülkeye ve dünyaya getirdiği güvenlik anlamındaki sorunu da gündeme taşımış olacağız." dedi.
Daha sonra kürsüye gelen Sağlık Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Hüseyin Çelik, "Dünden Bugüne Bağımlılık Politikaları" konulu sunum yaptı. Çelik de konuşmasında uyuşturucunun terörün önemli finansman kaynağı olduğuna vurgu yaptı. Uyuşturucu ile her mücadelenin terörle mücadelede eş anlama geldiğini belirten Çelik, 2014 yılında uyuşturucu sentetik madde kullanımında artış gözlenince Bakanlar Kurulunda konunun yeniden gözden geçirildiğini, bu çerçevede kamu kurumlarının birlikte çalıştırılacak şekilde mekanizmanın yeniden güçlendirilerek çalışmasının sağlandığını kaydetti.
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda yapılacak düzenlemeyle, narkotimlerin sokak bazında mücadelesini güçlendirmek amacıyla, yakalamalar sonucunda hakkında dava açılan kişi sayısına göre ödül verilmesi imkanı geleceğini dile getiren Çelik, uygulanan ödül tavanlarının 2 katına çıkarılmasını Bakanlar Kurulu'nun onayladığını ancak henüz meclise sevk edilmediğini sözlerine ekledi.
“Genç Araştırmacı Özel Ödülü” verildi…
Kongre kapsamında “Bağımlılık Tedavisinde Yeni Yaklaşımlar ve Zorluklar”, “Davranışsal Bağımlılık ve Madde Bağımlılığı İlişkisi”, “Madde Bağımlılığı ve Biyolojik Belirteçler”, “Bağımlılık ve Genetik”, “Nikotin ve Ötesi”, “Bağımlılıkla Mücadelede Bir Alternatif: Psikolojik Dayanıklılık”, “Bağımlılığa Yatkınlık ve Eştanı”, “Bağımlı Kadın Olduğunda Bizi Bekleyenler”, “Bırakmak ve Sürdürmek”, “Yeme Bağımlılığı”, “Bağımlılık ve Şiddet: Psikoterapötik ve Adli Yönleri”, “Tedavi Sürecinde Damgalama”, “Adamına Göre Muamele: Alkol ve Madde Bağımlılığında Tedavinin Bireyselleştirilmesi” başlıklarında paneller düzenlendi.
Kongre’de ayrıca “Genç Araştırmacı Özel Ödülü” de verildi.
Okunma : 12327
ÜHA