Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Aşağılık Duygusu’nu Yaşam Dergisi’nin 40’ıncı sayısında anlattı…
Aşağılık duygusu, kişinin gerçeklere uyan veya uymayan sebepler ile benliğini yetersiz ve küçük görmesi olarak tanımlanır.
Aşağılık duygusu ve beraberinde umutsuzluk gibi duygular, genellikle evde, okulda veya işte yaşanılan kimi olumsuz yaşam deneyimlerinden sonra ortaya çıkar.
Kişinin kendinde bulunmayan baş-kalarındaki özellik veya varlıkları övüp, kendi sahip olduklarını görmezden gelmesi de bir aşağılık duygusu ifadesidir.
ALTINDA YATAN NEDEN
Aşağılık duygusunun altında özgüven eksikliği yatar. Kişilerin kendini rahat, huzurlu ve başarılı hissetmeleri, istediklerini elde edebilmeleri için özgüvene sahip olmaları çok önemlidir.
Özgüven eksikliği çocukluk yıllarında anne ve babaların yargılayıcı, suçlayıcı, çocukta değersizlik hissi yaratan hatalı davranışlarının sonucunda ortaya çıkar.
Çocuk ileri yaşlarında benliğinde yetersizlik, eksiklik ve değersizlik hisseder. Çocuklar yargılanılarak, eleştirilerek büyütüldüklerinde ileri yaşlarda da hep yargılanacağı kaygısı içinde olurlar. Çocuğu bu ruh durumuna sokmamak için, onun duygularını önemsemek ve duygularının farkında olmak gerekir.
TEDAVİSİ NASILDIR?
Özgüven eksikliği olanlar depresyona eğilimli olurlar. Bu kişiler kendi benliğini değersiz olarak algılayan kişilerdir. Tedavide öncelikle kişilik değerlendirmesi yapılır.
Psikiyatride hastalık ve bozukluklar beş eksen yani bölümde değerlendirilir:
1.eksen hastalık ekseni,
2.eksen kişilik ekseni,
3.eksen stres ekseni,
4.eksen organik hastalık ekseni,
5.eksen ise işlevsellik eksenidir.
Bu eksenlere göre kişinin olumlu ve olumsuz özellikleri belirlenerek değerlendirme yapılır. Kişilik profili çıkarılır ve analizi yapılır. Sorun çözme ile ilgili, iletişim sistemi, algılama, kendini tanımasına yönelik testler yapılır.
Kişi depresyonda ise öncelikle depresyonun tedavi edilmesi gerekir. Kişide benlik eksikliği duygusu var ise o kişiye benlik artırma ile ilgili hedefler konulur. Kişi benlik algısını düzeltirse depresyon riskinden de kurtulur.
KARDEŞLER ARASINDA KIYASLAMA YAPMAK
Kardeşler arasında kıyaslama daha çok okul başarısında yapılmaktadır. Bir kardeşin övülürken diğerinin sürekli eleştirilmesi şeklinde kıyaslamalar, çocukta eksiklik, yetersizlik aşağılık duyguları oluşturur.
Çocuğun kendi içinde kıyaslama yapması öğretilmelidir. Mesela aile çocuğun okuldaki başarı seviyesinin yükselmesini istiyor ise çocuğa geleceği için neyin önemli olduğu, mutlu olmak için kendine güvenin ve okul başarısının neden gerekli olduğu anlatılmalıdır. Çocuğa kendine ait hedefler koymak, bu hedeflere ulaşmasının gereğini anlatmak gerekir.
ÇOCUKLARI ŞIMARTMADAN NASIL ÖVMELİ?
Çocuğun davranış ve çabalarını övmek gerekir. Örneğin okulda iyi not aldığında,
"Bak ne güzel çalışmışsın, emeğinin karşılığını almışsın, çalışkansın, iyi niyetlisin, insanları seviyorsun" diyerek övmek gerekir.
Aşırı övgüden kaçınılmalıdır, yoksa çocuk kendini geliştirme özelliğini kaybeder. Eleştiride de aynı tutum takınılmalıdır. Negatif söylemler, kişilik eleştirileri çocuğun kendisini yetersiz hissetmesine ve aşağılık duygusuna kapılmasına neden olabilir.
YAŞAM DERGİSİ/SAYI 40
Okunma : 10921