Çocuğun gelişiminde manevi ihtiyaçların da bir gereksinim olduğunu belirten Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuğa manevi değerlerin anne ve baba tarafından örnek olunarak verilmesi gerektiğini söyledi. Manevi eğitimin vicdan eğitimi olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Anne baba eğer iyi örnek olabiliyorsa çocuğun kişilik gelişimi de davranış gelişimi de karakter inşası da sağlıklı olur” diyor.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çocuğun gelişiminde manevi ihtiyaçların da önemli bir gereksinim olduğunu söyledi.
TRT Radyo 1’de katıldığı programında önemli değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, son yıllarda dünyada ve ülkemizde çocuk nörobilimi ve çocuk gelişimi alanında 0-6 yaş hatta 0-3 yaş arasına odaklanan çalışmaların olduğunu belirtti. Tarhan; “Üniversite olarak biz de Anne Bebek Ruh Sağlığı Araştırma ve Uygulama Merkezi’ni kurduk. Sırf bu dönemle ilgili ulusal politikalar geliştirmek gerekiyor. Çocuğun büyümesi, aşısı, beden sağlığıyla alakalı çok güzel ulusal politikamız var fakat çocuğun ruh sağlığıyla ilgili çocuk doğar doğmaz sağlıklı gelişimiyle ilgili politika yeterli miktarda değil. Çalışmalar yapılmış boş durulmamış ama uygulamaya geçilmemiş. Bu bütün dünya için geçerli” dedi.
İnsan yavrusu doğduktan sonra gelişiyor
Dünyada yapılan çalışmaların 0-3 yaş arasında bir çocuğun öğrendiği bilgilerin bütün hayatında öğrendiği bilgilerden daha fazla olduğunu ortaya koyduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “İnsan yavrusu prematüre doğuyor. Hayvan yavrularından farklıdır. Hayvan yavruları diyelim ördek yavrusu, doğar doğmaz hemen yüzüyor. Diğer hayvanlar doğar doğmaz büyüyor hemen. Mesela bir sıpa, hemen yürüyebiliyor ama insanoğlu bir yaşında yürüyor. 15 yaşında doğru yanlışı ayırt edebiliyor. İnsanlar sonsuz bir öğrenebilme kapasitesi ile doğuyor. Öğrenebilme, konuşabilme, soyut düşünce geliştirebilme yetisine sahip ama 6 yaşında ancak somut düşünceden soyut düşünceye geçiriyor” dedi.
0-6 yaş arasında güven ilişkisi çok önemli
0-6 yaş döneminin, çocuk eğitiminde çok önemli olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Bu dönemde çocuğun muhakkak kararlı, tutarlı, devamlı bir güven ilişkisi kurması gerekiyor. Güven nesnesine ihtiyaç var. Bu da en çok annedir. Onun için annelik hormonu var. Oksitosin hormonu var. Oksitosin hormonu emziren annelerde daha çok salgılanıyor. Anne ve çocuğun ilişkisini düşünün, ne kadar güçlü bir ilişki, bağ var. O güven bağı var. Anne çocuğu vücudunun bir parçası gibi görür. O biyolojik doğamızın bir gereğidir” dedi.
Beyin, mana dünyasından madde dünyasına bağlantı organıdır
Beyindeki görme gibi işlevlerin bir network ile geliştiğini, bunda öğrenmenin etkili olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Farelerin gözünü doğar doğmaz bantlıyorlar. Bir ay, üç ay, altı ay sonra açıyorlar. Bir ay ve üç ayda göz açıldığı zaman fare görmeyi öğrenebiliyor ama altı aydan sonra açılırsa fare göremiyor artık. Işık uyaranı gelmediği için beyinde görme ile ilgili network gelişmiyor. Gözü sağlam olduğu halde, beyin de sağlam olduğu halde yollar gelişmediği için göremiyor. Bütün hayatı biz beyindeki network gelişimine bağlıyoruz. Network modeli insan davranışını, ruh yapımızı açıklıyor. Yani ruh yapımızın mana dünyasından madde dünyasına bağlantı organı beyindir.”
Beynin gelişiminin çok önemli olduğunu kaydeden Tarhan, “Beynin gelişimi neden önemli, bunlar şu anda somut olarak düşünülüyor. Çocuğun düşünce biçimi ve hayal dünyası nasıl? Çocuk soyut düşünemez somut düşünür. Ona bir Tanrı kavramını öğretmek istesek büyük bir insan, sakallı, erkek, dede gibi böyle bir şekilde somut hayal eder. Hemen somutlaştırır. Soyutlaştırma becerisi, gelişmişlik düzeyiyle ilgilidir. Bu aslında dinlerin gelişiminde de geçerli. İlkel dinler Tanrıları yeryüzü Tanrısı yaparlar. Putlar yaparlar, totemler yaparlar ve onlara taparlar. Bu gelişmemiş toplumlarda olur. Gelişmiş toplumlar Tanrıyı somutlaştırmazlar” dedi.
Çocuğa bu dönemde kutsal kavramını öğretmek gerekiyor
“Bireyin geliştiği gibi toplum ve insanlık da gelişiyor” diyen Tarhan, “Soyut bir güce inanabilmek için zihinsel bir efor ve çaba gerekiyor. Görünmeyen bir güce inanmak. Onun için imanın altı şartlarından birisi de görünmeyene inanmaktır. Yani onun için görünmeyene inanmak gelişmişlik düzeyiyle ilgilidir ama tapılacak bir gücü sen yeryüzü Tanrısı gibi kutsallaştırırsan antik döneme dönmüş olursun. Onun için gelişmişlik dönemiyle alakalı. Çocuk da bu dönemi hızla geçiriyor. Anne babanın bu dönemde çocuğa kutsal kavramını öğretmesi gerekiyor. Her insanda kutsallığa inanmayla bir genetik eğilim vardır” dedi.
Manevi eğitim, vicdan eğitimidir
Kapitalist sistemin kutsal olarak parayı öğrettiğini belirten Tarhan, çocuğa inanç duygusunun doğru öğretilmesi gerektiğini kaydetti. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Çocukta soyut işlem becerisi 6-7 yaşlarında gelişiyor. Kutsal kavramını görünmeyen ama bizi hep gören, yaptığımız yanlışları, iyi ve güzel şeyleri hep gören ve bunları kaydeden bir güç olarak öğretirsek çocukta manevi hesap verme duygusu da gelişiyor. Çocuğa manevi eğitim vermek demek aslında vicdan eğitimidir. Vicdan eğitimi nedir? İnsanın kanunlara karşı bir sorumluluğu vardır. Buna hukuk deniliyor. İnsanın yaşadığı topluma ve kültürel yapıya karşı da bir sorumluluğu var. Pijamayla sokağa çıkamayız. Bir insanın özeliyle kutsalıyla alay edemeyiz. Onun onuru vardır. Bunlar sosyal normlardır. Bir de vicdani normlarımız vardır ve buna da ahlak deniliyor. Bu da çocuğun manevi eğitiminde çok önemlidir.”
Sağlam inancı çocuğa öğretmek gerekiyor
Çocuğa sağlam inanç öğretmek gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Sağlam inanç öğretmeyip belirsiz bir Tanrı kavramı öğretirsek çocuk o Tanrı kavramını bu sefer şefkatsiz bir Tanrı gibi görüyor. Ergenliğe geldikten sonra çocuk Allah’a olan inancını yük gibi görüyor. Rahatlıkla dini değerlere karşı bir çocuk haline gelebiliyor. Allah’ı cezalandırıcı bir varlık olarak değil, rahmeti daha büyük bir varlık olduğunu unutmadan anlatmak gerekiyor. Şefkat öğretmek gerekiyor” dedi.
Dini değerler eğlence ve disiplinle öğretilmeli
Pedagojik yöntemlerde cezadan çok ödülle ve ödülden mahrum ederek ceza vermek gerektiğinin altı çizildiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Hele bu zamanda eğlenceli ve disiplinle, deneyimleyerek öğrenme metodu olmalı ve dini değerler de çocuğa böyle öğretilmeli. Dini değerleri öğretirken önce Tanrı tasavvurunu öğretmemiz lazım. Çocuk soru soran varlıktır. Sorsun hiç korkmayalım. Bilmiyorsak ‘Ben bunu bilmiyorum, araştırayım öğreneyim. Sonra sana dönerim’ diyebiliriz. Çünkü soran çocuk iyi bir çocuktur. Böyle sağlam inancı olabilecek, inandığı şeyleri yapabilecek çocuk ortaya çıkar” diye konuştu.
Manevi eğitim denildiğinde hep şekilsel bir manevi eğitimin anlaşıldığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “0-6 yaş çocuğun genel özelliği benmerkezci olmasıdır. Dünyanın kendi etrafında döndüğünü zanneder. Onun için bu çocuğun özelliği, somut düşünüyor olmasıdır ve bu çocukta kolaylıktır. 10 yaşından önce çocuk, her şeye sorgulamadan inanmaya açıktır. Özellikle verici bir ortamda büyüyorsa güvendiği kişileri olduğu gibi sorgulamadan taklit eder. Taklit tekrar yöntemiyle öğrenir. Yani altı yedi yaşından sonra çocuk daha çok sorgulayarak öğrenmeye başlar. Onun için çocuğa dini ve manevi eğitimi söylediklerimizden çok davranışlarımızla anlatabiliriz ve öğretebiliriz” dedi.
Anne ve baba iyi örnekse çocuğun kişilik gelişimi sağlıklı olur…
Çocuğun bu dönemde annesini ve babasını örnek aldığını belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Anneyi kaybetme korkusu, sevdiklerini kaybetme korkusu, eğer yakınlarından biri öldüyse korku yaşayabilir, şu anda bu Covid’den dolayı korku var. Böyle bir durumda çocuğa nasıl davranacağız? Çocuğun gözü anne ve babaya bakar. Onlar nasıl davranırsa çocuk da öyle davranır. Çünkü 10 yaşından önce büyük ölçüde anne ve baba çocuğun birinci öğretmenidir. Yani birinci rehberidir. Okuldaki öğretmeni ikinci rehberidir. Anne baba eğer iyi örnek olabiliyorsa çocuğun kişilik gelişimi de davranış gelişimi de karakter inşası da sağlıklı olur. Çocuğu eğitmek için özel bir plana gerek yok, siz nasılsanız çocuk öyle olur diyor. Bu çok önemlidir.”
Çocuklar güvenli ortamda büyümüyor
Özellikle teknoloji nedeniyle çocukların güvenli ortamda büyümediğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Şu anda çocuk popüler kültürün etkisi, akıllı telefonların ve televizyonların açık kapısı olması nedeniyle artık eski güvenli ortamda büyüyemiyor. Sokak, mahalle güvenli ortamı yok artık. Bütün olumlu olumsuz her şey aynı anda özelimize girebiliyor. Bunun için çocuğa bu kültürü öğretirken model olmak önemlidir. Çocuk anne ve babayı modelleyerek öğrenir. Bir dinin şekilsel kısmı var yani ibadet kısmı, bu saf kısmıdır. Bir de mazruf vardır yani zarfın içi vardır. Bir portakalın kabuğu vardır, bir de içi vardır. Kabuk neden önemlidir, içini koruduğu için. Kabuk çıktığı zaman uzun yaşamaz. Asıl o kabuk iç için vardır. Şu anda dini pratikler, ibadet ritüelleri aslında inançlarımızı korumamız için şekilsel olarak faydalı ve gereklidir. Asıl amaç özdür. Öz ise ahlaktır” dedi.
“Manevi eğitim dediğimiz kavramın en önemli kısmı vicdan eğitimidir, ahlaktır” diyen Prof. Dr. Nevzat Tarhan, şunları söyledi: “Görünmeyen bir güce inanmayan insanlarda hesap verme duygusu gelişemeyebiliyor. Bunun için seküler sistemler hiçbir zaman ahlak anlayışını oturtamadılar. Herkesin kendi ahlakı vardır diyorlar. Küresel, ortak bir ahlak konusunda anlaşamıyorlar çünkü hesap verme duygusunu ayarlayamıyorlar. Kanunlara karşı, örf ve adetlere karşı hesap veriyorsun ama mesela eski Isparta’da varmış bu, antik dönemde yakalanmadıkça hırsızlık serbestmiş. Niye? Çünkü vicdani normlar yok. Zihinsel jüri yok kişide. Kalbinde yasakçı yok. Vicdani bekçi yok. Bir insanın içerisinde iyicil duygular olduğu gibi kötücül duygular da vardır. İyicil duygulara devam et, kötücül duygulara yapma diyebilecek bir eğitimdir, ahlak. Bu küçük yaşta öğretiliyor. Ayıp, yalan, günah gibi söylemler hep küçük yaşta öğretilir. Bunu öğrenmeyen bir çocuk ne olur yüzü kızarmayan, saygısız, sorumsuz bir çocuk yetiştirirsiniz. Buradaki manevi eğitimlerden en önemlilerinden biri, sosyal bir çocuk yetiştirmektir. Kendisi olsun ama aynı zamanda sosyal yapının da bir parçası olsun. Bunu çocuğa öğretmek gerekiyor yani ‘Burada senin vatanına karşı sorumluluğun var, ailene karşı sorumluluğun var, yaratana karşı sorumluluğun var demek gerekiyor. Hz. Mevlana’nın da dediği gibi “Bu dünyada yaşamıyoruz, dünyadan geçiyoruz.’”
İnançlar ve kültürler yaşayarak öğreniliyor
Ahiret inancının da çocuğa verilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Çocuk düşündüğü zaman zihninde ölüme karşı çözüm geliştirebilir, ölüme bir açıklama getirebilir. Yoksa ölüme açıklama getiremez. Çocuğun dünyasında ‘Öldükten sonra yok oluyorsun, her şey bitiyor’ dediğin zaman, o çocuk ‘O zaman niye yaşayayım’ diye düşünür, ufak bir gerilimde. Ahiret inancı olmayan toplumlarda intihar olaylarının çok görülüyor. Bu toplumlarda eğitim çok güçlü olduğu halde intihar çok mesela. Dünyada en çok intihar Japonya ve Kore’dedir. Avrupa’dan da yüksek sayılar. Sebebi ölümden sonraki hayatla ilgili öğretileri yok. Önümüzdeki günlerde küresel salgın intihar geliyor. İntihar ve yalnızlık şu anda baştadır. Onun için bizim üzerinde durmamız gereken önemli şeylerden biri, çocuğa yaşam felsefesini doğru öğretmek. Biz çocukta akademik başarı odaklıyız. Çocuğum çalışkan olsun, zeki olsun istiyor. Bakıyorsun annenin yüksek idealleri bu. Ego idealleri bu. Hâlbuki tamam güzel çalışkan olsun, zeki olsun aynı zamanda iyi insan mı olsun, kötü bir insan mı olsun. İyi bir insan olmayı da öğretmek gerekiyor. En güzel manevi eğitimdir. Sözünde duran, yalan söylemeyen, başkasının hakkına saygı duyan ama hakkını da savunabilen çocuk yetiştirmek. Çocuk konferansla öğrenmiyor bunları. İnançlar ve kültür yaşantılarla öğreniliyor. Hikâyelerle öğreniliyor. Bunları çocuğumuza yaşatarak, göstererek öğreteceğiz. Çocukla birlikte vakit geçirmek en iyi manevi eğitimdir. Oyun esnasında, sohbet esnasında çocuğa sağlam inançlar öğretebilmek önemlidir” diye konuştu.
Okunma : 4746
ÜHA