Türk devletleri tıpta iş birliği için Semerkand’da buluştu…

11 - Sürdürülebilir Şehirler ve Topluluklar12 - Sorumlu Üretim ve Tüketim16 - Barış Adalet ve Güçlü Kurumlar17 - Amaçlar İçin Ortaklıklar3 - Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam8 - İnsana Yaraşır İş ve Ekonomik Büyüme

Üsküdar Üniversitesi Türk devletleri arasında tıp alanındaki iş birliğinin geliştirmek, tıp eğitimi ve öğretimi alanında yeni projelere zemin hazırlanması konularında çalışmalar kapsamında önemli bir organizasyonun parçası oldu. Bu bağlamda Özbekistan Cumhuriyeti Semerkant Üniversitesi ile iş birliği yaparak Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilimler Tarihi Araştırmaları Vakfı, Azerbaycan Minimal İnvaziv Cerrahlar Derneği ve Almaz Akademi Tıp Eğitim Merkezi’nin ortaklığında Türk İş birliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA)’nın desteğiyle 4-7 Nisan 2025 tarihlerinde II. ULUSLARARASI AVRASYA TIP KONGRESİ’ni düzenledi. Üsküdar Üniversitesi, Kongrenin Türkiye’den katılan araştırmacılar ve kurumları adına TİKA projesinin yürütücülüğünü yaptı. 

Üsküdar Üniversitesi Yönetim Üst Kurulu Başkanı ve Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Semerkant Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. J. Rızayev ile birlikte Kongrenin Düzenleme Kurulu Başkanlığı görevini üstlenirken, Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak ile Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Elif Erhan da Düzenleme Kurulu Üyesi olarak kongrede yer aldı. 

Tıpta teknolojik yenilikler aktarıldı 

Kongrede tıpta teknolojik yenilikleri aktarmaya odaklanmış toplam 38 uluslararası davetli bildiri sunuldu ve ilk kez İslam Medeniyeti Tıp Tarihi içeriği geniş bir oturumla programa dahil edildi. Ayrıca, söz konusu tıbbi gelişmelerin cihaz ve doğrudan hasta üzerinde gösterildiği 54 uygulama ile yüksek katılımlı bir uygulama atölyesi düzenlendi. Bu atölyede özellikle cerrahi, radyoloji, üroloji, gastroenteroloji alanlarında yerli ve Orta Asya ülkelerinden katılımcılar için, canlı ameliyatlar gerçekleştirildi. Bu eğitimlere kongre panelistleri dışında 87 yerel sağlık çalışanının (hekim, hemşire ve personel) katılım sağladığı bildirildi.

23 araştırmacı kongreye katıldı 

TİKA projesi kongre desteğiyle Türkiye’den 23 araştırmacı kongreye katılım gösterdi. Katılımcılar arasında Üsküdar Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Acıbadem Üniversitesi, Marmara Üniversitesi Tıp Fakültelerinden ve İslam Medeniyeti Tıp Tarihi konularında Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi İslam Bilim Tarihi Bölümü ve Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğretim üyeleri ve tıp alanındaki mesleki kuruluşların temsilcileri hazır bulundu.

Kongrenin açılış konuşmacılarından Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü ve Yönetim Üst Kurulu Başkanı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Modern Psikiyatrik Tıbbın Kökleri” başlıklı sunumunda İslam Medeniyeti tıp tarihi konularına değindi.

“Doğa Felsefesi ile İslam Akaidini birleştirdiler”

Abbasilerin kurduğu ilk hastane ve ilk eczane hakkında bilgiler veren Tarhan; “Avrupa’nın ilk hastanesini Endülüs Emevileri kurdu. ‘Ölümden başka her hastalığın tedavisi vardır.’ inancı İslam dünyasında tıbbı teşvik etti. Bitkisel ilaç ve şuruplar üretildi. ‘Şurup’ kelimesi de bundan türemiş. İslam bilginleri Galen’in ‘Toprak, Hava, Ateş, Su’ karışımı hipotezini benimsediler. Huy ve mizaçları da böyle açıkladılar. Hormonal dengesizliği tanımladılar. Doğa Felsefesi ile İslam Akaidini birleştirdiler. İslam’ın altın çağını yaşattılar.” ifadelerini kullandı.

Zamanında çığır açan bir hekim, Ebû Bekir er-Râzî…

Ebû Bekir er-Râzî zamanında çığır açan bir hekim olduğunu dile getiren Tarhan; “237 kitap yazdı, yarısı tıp ile ilgilidir. Tecrübi tıbbı savunup gözleme önem vermiştir. Hekim konsültasyonunu ilk uygulayan kişidir. Çiçek ve kızamık üzerine kitap yazdı. Ayrıcı teşhisi tanımladı. ‘El-Hâvî’ isimli 25 ciltlik ansiklopedisi ünlüdür.” dedi.

“İslam tıbbının çizgisi Sînâ ile tekrar parladı”

Konuşmasında İbn Sînâ’nın tıp tarihindeki önemine dikkat çeken Tarhan; “İslam tıbbının çizgisi Sînâ ile tekrar parladı. Goethe Almanlar için Da Vinci İtalyanlar için Aristotales Yunanlılar için ne ise İbn Sînâ da Müslüman Türkler için odur. İbn Sînâ, Kitabü'ş-Şifa ve El-Kanun fi't-Tıb eserleri ile mevcut tüm tıp bilgisini yazıya geçirdi. Enfeksiyon, hijyen, karantina kavramlarını batıya tanıştırdı. 500 yıl temel kitap olarak okutulmuştur. Onun kadar uzun okutulan kitap yoktur.” şeklinde konuştu. 

“Mevlânâ, olumlu değeri güçlendirir”

Pozitif psikoloji ve Mevlânâ’yı ele alan Tarhan; “Pozitif psikoloji olumluyu güçlendirir Mevlânâ’da olumlu değerleri güçlendirir. Pozitif Psikoloji yara açmadan tedavi etmek ister, Mesnevî de aynı şekilde yaklaşır. Pozitif Psikoloji Mutluluk Bilimi demektir. Mesnevî de kendi ritüellerini oluşturmuştur. Modern psikiyatrik tıp referans vermese de İslam öğretisine çok şey borçludur.” dedi. 

Prof. Dr. Tarhan ayrıca TMU (rTMS) Transkraniyal Manyetik Uyarım Tedavisi hakkında da bilgiler sundu.

Kongre Başkanı aynı zamanda Prof. Dr. Fuat Sezgin İslam Bilimler Tarihi Araştırmaları Vakfı kurucularından Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Şükrettin Güldütuna açılışta şu mesajı paylaştı:

Bilimin, kültürün ve hakikatin izini süren sembolüyle Semerkand 

“Bugün, asırlardır küresel bilgi ve entelektüel alışverişin kesişim noktası olmuş bir şehirdeyiz. Semerkand bir zamanlar İpek Yolu’nun en önemli merkezlerinden biri, sadece büyüleyici güzelliğiyle değil, aynı zamanda bilimin, kültürün ve hakikatin izini sürme çabasının evrensel sembolü olarak da öne çıkar.

Gerçekten de bu bölgenin zengin kültürel mirası, Orta Asya devletleri arasında güçlü bir bağ görevi görmeye devam etmektedir. Ortak dil, din, gelenekler ve tarih bilinci; yalnızca Orta Asya içinde değil, aynı zamanda Türkiye ile olan bağlarda da güçlü bir dayanışma duygusu yaratmaktadır. Bugün bu köklü kültürel bağlar, yeniden iş birliği kurmanın, karşılıklı anlayış geliştirmenin ve geleceğe yönelik ortak bir bölgesel kimlik inşa etmenin temelini oluşturmaktadır. Bu topraklar, tarihin en etkili düşünürlerinden bazılarına ev sahipliği yapmıştır. Bunlardan biri, Doğu ve Batı’da tıp anlayışını yüzyıllar boyunca şekillendiren Tıbbın Kanunu eseriyle tanınan büyük bilgin İbn Sînâ (Avicenna) idi.

Ve elbette, Semerkand’dan bahsederken, 15. yüzyılda bu şehri bir bilim merkezine dönüştüren büyük astronom, matematikçi ve hükümdar Uluğ Bey’i anmadan geçemeyiz. Diğerleri yıldızlara hayranlıkla bakarken, Uluğ Bey onları hassasiyetle ölçtü. Kurduğu gözlemevi, aklın, hesaplamanın ve insani merakın bir anıtı olarak yükseldi. Siyasi zorluklara rağmen bilime olan bağlılığı, bugün hâlâ dünyanın dört bir yanındaki akademisyenlere ilham vermektedir.

Bugün burada, bu kongre kapsamında bir araya gelirken, işte bu büyüklerin izinden yürüyoruz. Bizi sadece tıbba olan ortak tutkumuz değil, aynı zamanda bilginin sınır tanımadığına ve ilerlemenin karşılıklı öğrenmeyle mümkün olduğuna olan inancımız da birleştiriyor.

Dilerim ki bu kongre, bu ruhu yansıtsın: diyalog, keşif ve bağlantı için bir alan olsun. Fikirlerimizde cesur, öğrenmede alçakgönüllü ve sağlık hizmetlerinin geleceğine dair vizyonumuzda iş birliğine açık olalım.”

Bilal Erdoğan video mesajıyla katıldı

Kongreye İslam Bilimler Tarihi Araştırmaları Vakfı Mütevelli Üyesi Bilal Erdoğan Türkiye’den bir video mesajla katılarak destek mesajlarını sundu, bölge ülkeleri arasındaki iş birliğine verdikleri önemi vurguladı. 
Türk Üniversiteler Birliği kurucu üyesi, Üsküdar Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hikmet Koçak’ın da katılım gösterdiği programda Koçak, Üsküdar Üniversitesi heyetine toplantının sonuna kadar kalarak liderlik etti. İki dönem Atatürk Üniversitesi Rektörlüğünü yapan Koçak, bu süre içerisinde Türk Üniversiteler Birliğinin kurucu Başkanlığı görevini de yürüttü. Kuruluşun şu an 11 Özbekistan’dan olmak üzere toplamda 110 üniversite üyesi olduğunu belirten Koçak, toplantının sonuçları itibarı ile Türk Üniversiteler Birliği programı çalışmaları ve ruhuna da katkı sunacağına inancını dile getirdi. Koçak şu ifadeleri kullandı: 

Türk üniversiteleri ruhuna katkı sunacak bir çalışma…

“Uluslararası bir örgüt hâline dönüşen Türk Akademisi ile Türk Keneşi Türk Üniversiteler Birliği arasındaki ilişkilerin geliştirilmesi ve bilimsel toplantıların gerçekleştirilmesi, ortak yükseköğretim ve doktora programlarının yürütülmesi amaçlanmıştır. Türk Üniversiteler Birliğinin kurucu başkanlığını yaptığım üç yıl boyunca çok sayıda çalışma ve proje yürütüldü. Bunların hepsinin gelecek vizyonu barındıran ve köklü etkileşim ve katkılar sunan çalışma ve projeler olduğunu söyleyebilirim. Üye sayısının yüzü aşan bu birliğin ‘ortak alfabe’ çalışmalarının olduğunu görmek memnuniyet verici. Dünya Türklerinin dil birliğini savunan Gaspıralı İsmail’in ‘Dilde, işte, fikirde birlik’ şiarının bir başlangıcı olur ümit ederim” dedi.

Buhara ilim havzasının tıp alanındaki köklerine vurgu yapıldı

Kongre kapsamında ilk gün, İslam Medeniyeti Tıp Tarihi çalışmalarına özgü geniş kapsamlı bir panel düzenlendi. Panelde tarihi Semerkant Buhara ilim havzasının tıp alanındaki köklerine vurgu yapıldı. Panelin başkanlığını Prof. Dr. Nevzat Tarhan ve Prof. Dr. Hikmet Koçak yaptı. 

Panelde Üsküdar Üniversitesi Tasavvuf Araştırmaları Enstitüsünde yürütülen tıp tarihi metinlerine ilişkin çalışmalar Prof. Dr. Reşat Öngören “Osmanlı İmparatorluğu'nda sufi hekimler ve tedavi yöntemleri” ve Dr. Öğr. Üyesi H. Dilek Güldütuna tarafından “Abū Zayd al- Balkhī (ö. 934)’nin Kitāb Maṣāliḥ al-Abdān wa al-Anfus (Bedenlerin ve Ruhların Refahı) Adlı Eseri” başlıklarında bildiriler sundu. 

Üsküdar Üniversitesinde, İslam Medeniyeti, Düşüncesi Tarihi ve Edebiyatı Programı kapsamında yürütülen ilgili doktora çalışmalarını Dr. Öğr. Üyesi Yosun Mater “Türk Dünyası Tıp Tarihine Genel Bir Bakış ve Mevlevî Hekim Ömer Şifâî” ve Dr. Sema İskit “Sûfî Hekim Nidâî'nin Menâfiu'n-Nâs'ı Işığında 16. Yüzyılda Osmanlı Tıbbı ve Tasavvuf İlişkisine Genel Bir Bakış” başlıklı bildirilerini sundu. Bu bölümde ayrıca Prof. Dr. Nil Sarı “Modern Avrupa Tıbbının Tarih Boyunca Kazanımları ve Kayıpları” ve Prof. Dr. Hülya Küçük’ün “Tıp Tarihinde Bazı Sufi Hekimler” başlıklı çalışmalarını aktardı. 

Öte yandan Prof. Dr. Mustafa Kaçar “Osmanlı döneminde klasikten moderne tıp eğitimi” ve Merve Nur Gür “İatrokimya ve 18. Yüzyılda Osmanlı İmparatorluğu'nda Yeni Kimyasal İlaçlar” başlıklı bildirilerini sundu.

Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesinden Prof. Dr. Said Keleş cerrahi işlem ve müdahale sonrası bakım panelinde “Ameliyat Sonrası Bakımda Ağızdan Beslenme” başlıklı bildirisiyle yer aldı. 

Prof. Dr. Elif Erhan: “Kongredeki sunumların Türkçe olması önemli”

Kongreyi Türkiye’den takip eden Düzenleme Komitesi Üyesi Prof. Dr. Elif Erhan kongredeki sunumların Türkçe olarak gerçekleştirilmesinin önemine dikkat çekerek şu değerlendirmelerde bulundu: 

“Programın hemen ardından Özbekistan’dan misafir heyetler iş birliği anlaşmaları imzalamak üzere Üsküdar Üniversitesini teşrif etmişlerdir. TİKA bünyesinde Sayın Daire Başkanı Uğur Tanyeli’nin yönlendirmeleri ve Proje Uzmanı Necla Yöndar’ın üstün gayretiyle çalışma tamamlanmıştır. TİKA Taşkent Bürosu süreci Özbekistan tarafında dikkatle takip etmiştir. TİKA Başkanı Dr. Serkan Kayaların şahsında değerli çalışma arkadaşlarına bu özenli çalışmayı hayata geçirdikleri için şükranlarımızı sunarız.”  


 

Paylaş
Oluşturulma Tarihi22 Nisan 2025
Güncellenme Tarihi24 Nisan 2025