Prof. Dr. Nevzat Tarhan Türk Baharı blogspotta katıldığı twitter söyleşinde ülkemizde uygulanagelen psikolojik savaşı anlattı. Söyleşisinde hala bu savaşı sürdürmek isteyenlerin olduğuna dikkat çeken Üsküdar Üniversitesi Rektörü Tarhan psikolojik savaş üzerine ülkemizde doktora tezlerinin yazılabileceğini söyledi.
Rektör Tarhan’ın turkbahari.blogsopot.com’ daki söyleşisi…
Türkbaharı: Öncelikle davetimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Dilerseniz twit söyleşimize başlayalım. "Psikolojik Savaş" kitabının yazarı olarak bize kısaca psikolojik savaşın tanımını yapabilir misiniz?
N.Tarhan: Psikolojik Savaş dış tehdide karşı, Psikolojik harekât iç tehdide karşı kullanılan terimlerdir. Psikolojik harekât insanların duygu düşünce ve davranışlarını değiştirerek stratejik amaca ulaşmak için gerekli bilgi savaşıdır.
Türkbaharı: Psikolojik savaş yöntemleri hangi ortamlarda kullanılır? Bunun "meşru" bir zemini var mıdır?
N.Tarhan: Psikolojik Savaşın ana unsurları propaganda teknikleridir Kara, gri ve beyaz propaganda beyaz propaganda meşru zeminde işler. Şu unutulmamalı açık ve dürüst iletişimin olduğu yerde psikolojik harekât işlemez.
Türkbaharı: Siz aynı zamanda asker kökenlisiniz. Bir ülkenin askeri kendi milleti üzerinde psikolojik harekât uygulayabilir mi?
N.Tarhan: Bu ülkenin askeri bir zamanlar kendi milletine karşı psikolojik savaşın bütün tekniklerini uyguladı maalesef. Bunun yargıya yansımış canlı örneği BÇG (Batı Çalışma Grubu) dur.
Türkbaharı: Türkiye'de birçok askeri darbe yapıldı. Bu darbelerin zeminini hazırlamak için psikolojik harekât uygulanmış mıdır?
N.Tarhan: Psikoljik harekât olmadan darbe veya müdahale olmaz.12 Eylül 1980, 28 Şubat 1997 Genelkurmay arşivleri incelenirse psikolojik savaş konusunda doktora tezleri yazılabilir.
Türkbaharı: Türkiye'de psikolojik savaş medya üzerinden mi uygulandı? Medyanın darbeye "yataklık" yaptığını söyleyebilir miyiz?
N.Tarhan: 1 Mayıs 1977 K. Maraş, Sivas, Çorum, 1993 olayları ile aynı tarihlerde basına servis edilen bilgiler arasındaki bağlantı incelenirse terörle mücadele adı altında ani görev olarak bilinen olaylar incelenirse ve medyanın çanak tutucu rolü görülürse psikolojik savaşı görürüz. Ayrıca psikolojik savaş TSK'yı da hedef aldı "Memleket elden gidiyor Atatürk'ün kemikleri sızlıyor" diye komutanları yanılttılar.
Türkbaharı: Dönemin medyası "tehdit edildiklerini" ve o ortamda başka bir seçenekleri olmadığını söyler. Sizce bu haklı bir gerekçe midir?
N.Tarhan: O dönemde tehdit edilmeyen hiç bir grup yoktu örnek vermek gerekirse. Diyanet işleri Başkanı tasavvufla ilgili bir açıklama yapsa hemen bir Kurmay Albay biz genelkurmaydan arıyoruz diyerek tehdit edici konuşma yapar insanları korkuturdu. Aynı durum gazeteciler için de olmuştur fakat ilkeli gazeteciler dik durabildiler kısa vadede kaybettiler ama orta vadede kazandılar. Medyanın demokrasi ve samimiyet sınavı diyebileceğimiz günler yaşandı. Genel Kurmay adına arıyoruz diyen kişiler çoğu defa emir komuta zinciri dışında çalışan BÇG (Batı Çalışma Grubu) üyeleri idi.
Türkbaharı: 28 Şubat'ta uygulanan psikolojik harekâtlardan biraz bahsedebilir misiniz? O dönemde neler yaşandı?
N.Tarhan: 28 Şubat 1997 Psikolojik Savaş teknikleri açısında çok başarılı idi ancak sosyolojik olarak fiyaskoydu. En çok kullanılan psikolojik savaş tekniği beyaz ve gri propaganda tekniği idi. Rahmetli Erbakan’ın kanlı mı kansız mı sözü çok değerli bir propaganda malzemesi olarak kullanıldı. Sanki elinde silahlı bir örgüt bulunmuş gibi abarttılar. Başbakanlıkta sakallı kişilerin iftar görüntüleri düşman ordusunca başbakanlığın işgali olarak sunuldu, yani karıncaya tüfekle ateş etme denilen psikolojik savaş yöntemi kullanıldı.
Türkbaharı: Siz Türkiye'nin gidişatını içerde ve dış politikada nasıl görüyorsunuz? Sizce Türkiye bölgenin parlayan yıldızı mıdır?
N.Tarhan: Türkiye güçlü göründükçe uyuyan düşmanlar uyanmaya başladı. Türkiye sayesinde Ortadoğu coğrafyasına özgüven geldi fakat psikolojik savaş yöntemleri ile iç kavgaları abartmak isteyenler yeni psikolojik savaş planları yapıyorlar. Bir tanesi siyasette sertleşmeyi sağlamak diğeri Suriye’ye savaş gibi kaos beklentisi sayılabilir.
Türkbaharı: Sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz.
Şaban Özdemir(NPGRUP)
turkbahari.blogspot.com
Okunma : 5850