Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, EGE TV’de yayınlanan Kültür Şurası programının canlı yayına konuk oldu. Tarhan, “Pandemi Dönemi ve Ruh Sağlığımız” konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
EGE TV’de Rahmi Olcay’ın konuğu olan Prof. Dr. Nevzat Tarhan travmaların doğru yorumlandığında insan üzerinde geliştirici etkisinin olduğunu belirtti. Tarhan; “Travmalarının geliştirici etkisi vardır. Her travma doğru karşılanıp doğru anlamlandırılırsa o travma insana bir şey öğrenir. Eğer travma yanlış anlamlandırılırsa insana acı çektirir.” dedi.
“Travmaların geliştirici etkisi vardır”
İnsanlarda şu an bulunan tedirginlik duygusunun pandemi süreci açısından önemli olduğunu belirten Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Pandemi süreci normalleşmeye girdi ama ister istemez bir tedirginlik var. Tedirginliğin olması iyi çünkü bu durum riskli davranışları önler. İnsanın önemsememesini, hoyratça davranmasını engelleyen bir durumdur. Pandeminin başladığı ilk ay içerisinde koronafobi ölçeği geliştirdik. Bununla ilgili hem süreç nasıl gidiyor hem de kaygılar ve korkular ne diye araştırma yaptık. Bunun haricinde de psikolojik olgunlaşmayla ilgili sorular sorduk. Çünkü travmalarının geliştirici etkisi vardır. Her travma doğru karşılanıp doğru anlamlandırılırsa o travma insana bir şey öğrenir. Eğer travma yanlış anlamlandırılırsa insana acı çektirir. Bunu 6 bin 318 kişiye sorduk. Sahip olduğum şeyin kıymetini biliyorum diyenlerin oranı % 70’lere yakın çıktı. Önem ve önceliklerim değişti, yakınlarıma daha çok zaman ayırmaya başladım, manevi değerlere daha çok önem vermeye başladım, zorluklarla baş etme gücüm arttı gibi insanlarda psikolojik olgunlaşmaya yol açtı. Bu pandemi sürdükçe bu sürecin hayatımızda kalacağını söylemek doğru olur.” dedi.
“Kendi kimliğini koruyabilen ayakta kalabilecek”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan korkunun hayata ve insan gelişiminin etkisine değindi. Tarhan, “Bu biraz gelişmişlik düzeyiyle ilgili. Bir kimse hayatında korku duygusu baskılı bir şekilde büyüyorsa bir güce sığınıp o gücü taklit ederek hayatta kalmaya çalışır. İnsanlarda ve diğer canlılarda temel motivasyon yaşam kalım motivasyonudur. Bu duygu içerisinde kişi eğer bağımsız düşünce becerisi gelişmemişse, özerk düşünce özelliği gelişmemişse bu kimse birisini taklit ederek kendi kimliğini arayıp bulmaya çalışır.
Ergenlik döneminin bir özelliği de ben kimim, nereye yönelmeliyim sorularını sorar. On yaşından on beş, on altı yaşına kadar şekilleniyor ondan sonra bazı şeyler netleşiyor. Çocuk, anneden babadan alır, yaşadığı çevreden alır biraz, popüler kültürden alır ve kendi kimliğini oluşturur. Onun için burada Hollywood tekel bir kültür oluşturmak için popüler kültürde devamlı rol modeller çıkarıyor. Eğlence endüstrisi bunu bilerek planlı yapıyor. Böyle durumda kendi kimliğini koruyabilen ayakta kalabilecek.” ifadelerini kullandı.
“Bütün bu kimliklerin sonucunda kişi kendisi olur”
Ergenlik döneminde kimlik karmaşasının olmasının normal olduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, cinsel, kültürel, etnik ve dini kimliklerin de buna dahil olduğunu söyledi. Bütün bu kimliklerin sonucunda kişi kendisi olur diyen Tarhan, “Ama feodal yapıda insanlar bir ağanın yanına sığınıp ona teslim oluyorlardı. Ağa onlar adına karar veriyordu. Bağımsız düşünce yoktur burada. Ama 21.yy becerisinde bağımsız düşünce varsa o kişi kanaat önderlerinden de alır liderlerden de alır ama kendisi olur. Bunu yapmayı eğitim sistemimizin öğretmesi lazım. Eğitim sistemimiz şu anda makbul vatandaş eğitmek üzere kurulu. Özgür düşünen, aykırı düşünen, sorgulayan bir insan yetişecek ki yeni fikirler ortaya çıkacak. Son yıllarda biraz biraz başladı. Farklı düşünen kişiler terörist olarak damgalanıyordu. Çoğulculuğa kapalı totaliter bir sistemimiz vardı. Bu durum yeteneklerin gelişmesini etkiliyor çünkü totaliter anlayışta özgürlük yok.” dedi.
Okunma : 2232
ÜHA