Üsküdar Üniversitesi ve 15 Temmuz Derneği iş birliği ile yürütülen “15 Temmuz Şehit Yakınlarının Duygu Durumu Araştırması” sonuçları açıklandı. Şehit yakınlarının %75’i, 15 Temmuz’un gündemde tutulmasının çok önemli olduğunu düşünüyor. Şehit yakınlarının %50’si, 15 Temmuz sonrası yetkililerden yeterli destek alabildiğini söylüyor. %72’si ise benzer bir darbe girişimi yaşanırsa sokağa çıkmakta tereddüt etmeyeceğini ifade ediyor.
Şehit yakınlarının %64’ü kendini gururlu hissederken; %85.5’i “Yaşadıklarımdan sonra aynı olayla karşı karşıya kalan kişileri daha iyi anlıyorum” diyor. Araştırma, toplumda şehitlik algısının güçlendirilmesi gerektiğini de ortaya koydu. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, araştırmanın toplumda darbe karşıtı tutumun güçlü olduğunu gösterdiğine işaret etti. Tarhan, “Hala darbe yapmayı düşünenler varsa bir değil, 99 kere düşünmeleri gerekir. Çünkü toplumda oluşan böyle bir darbe karşıtı bilinç var. Toplumda darbe karşıtı bir antikor var” dedi. Tarhan, şehit yakınlarının %20-25’lik bir bölümünde yasın çözülemediği ve halen devam ettiğinin ortaya çıktığını belirterek şehit yakınlarının psikolojik yardım gerektiren desteğe ihtiyaçları olduğunu, toplumun ve derneklerin bu desteği vermesi gerektiğini kaydetti.
251 vatandaşımızın şehit edildiği, 2 bin 700’den fazlasının gazi olduğu, Türkiye Cumhuriyeti’nin meşru hükümetini devirmeyi, Cumhurbaşkanı’nın canına kastetmeyi amaçlayan, 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 4 yıl geçti. O gece, şanlı bir vatan müdafaası örneği gösteren şehitlerimizin aziz hatırasını yaşatmak, şehit ailelerine ve gazilerimize dost, kardeş ve hami olmak amacıyla çalışmalar yürüten 15 Temmuz Derneği, Üsküdar Üniversitesi’nin bilimsel desteği ile şehit yakınlarına yönelik bir araştırma gerçekleştirdi.
Şehit aileleri ile yapılan “15 Temmuz Şehit Yakınlarının Duygu Durumu Araştırması”, şehit yakınlarının neler hissettiğini, düşüncelerini ve yaşadıkları psikolojiyi ortaya koydu. Araştırma sonuçları, 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Tarık Şebik, 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zekeriya Erdim ve Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan’ın katılımı ile düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı.
Tarık Şebik: “15 Temmuz’u milli hafızada canlı tutmak istiyoruz”
Covid-19’la mücadele çerçevesinde alınan önlemler nedeniyle sanal bir ortamda çevrimiçi düzenlenen basın toplantısı, 15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Başkanı A. Tarık Şebik’in selamlama konuşması ile başladı.
Araştırmaya desteklerinden ötürü Üsküdar Üniversitesine teşekkür eden A. Tarık Şebik, “Bu araştırma, Türkiye’de akademik açıdan da kaynakça olabilecek bir araştırma oldu. 15 Temmuz Derneği, hain darbe girişiminden sonra iki amaç üzerine kurulan bir sivil toplum kuruluşu. İlk amacı 15 Temmuz şehit aileleri ve gazilerle kardeşlik hukuku kurmak. 4’üncü yıla girerken görüyoruz ki gerçekleştirdiğimiz tüm faaliyetlerde bu hukuku sağlamış ve ilk amacımıza ulaşmışız. İkinci amacımız ise hain darbe girişimini milli hafızada canlı tutmak, gelecek nesillere aktarmak.” Dedi.
Zekeriya Erdim: “Şehit yakınlarına sosyal ve psikolojik desteğin önemli olduğunu anladık”
15 Temmuz Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Zekeriya Erdim, yerel yönetimler ve merkezi hükümetler tarafından düzenlenen anma programlarının ve etkinliklerin önemli olduğunu, şehit yakınlarına sosyal ve psikolojik desteğin önemli olduğunu kaydetti. 15 Temmuz Derneği olarak kuruluş ve varoluş amacı doğrultusunda Türkiye genelinde şehit aileleri ile yakından ilgilendiklerini kaydeden Erdim, “Şehit ailelerini en iyi tanıyan, bilen, anlayan kurum durumundayız. Ancak teorik tespitlerimizi ve pratik gözlemlerimizi sistematik bir rapora dönüştürmek istedik. Ayrıca sahada elde ettiğimiz bilgi ve birikimleri bir bilimsel veriye dönüştürme gereği duyduk. İşte bu noktadan hareketle Üsküdar Üniversitesi ile birlikte şehit ailelerinin duygu durumları ile ilgili araştırmayı organize ettik” dedi.
Zekeriya Erdim: “Toplumsal hafızaya kaydetmek istedik”
“Şüphesiz asıl önemli olan o gece kendi iç dinamikleri ile sokağa çıkıp şehadet şerbetini içenlerin duygu durumlarıydı” diyen Zekeriya Erdim, “Canlarını feda etmeyi göze aldıran, tarihin sayfalarına altın harflerle yazılan şey sivil ve silahsız bedenleriyle ortaya koydukları din, devlet, millet ve vatan savunmalarıydı. Onlar ülke ve toplum tarihinin kaderini değiştirecek iç savaşı ve işgali engellediler. Ayrıca asırlar ve nesiller boyu örnek alınacak, öncü sayılacak bir diriliş ve direniş mücadelesinin en güzel örneğini verdiler. Fakat bir de arkalarında bıraktıkları eşleri, çocukları, anneleri, babaları, kardeşleri ve diğer akrabaları var. Sevdiklerini kaybetmiş olmanın acısı ile şehit ailesi olmanın onurunu birlikte yaşıyorlar. Onların da duygu ve düşünce durumlarını kendi dillerinden ve gönüllerinden dinlemeliydik. 15 Temmuz 2016’dan bu yana neler hissettiklerini, hangi duygu ve düşünce evrelerinden geçtiklerini, dine ve devlete, vatana ve millete, şehitliğe ve gaziliğe nasıl bir anlam ve değer yüklediklerini belirleyip kalıcı bir veri olarak toplumsal hafızaya kaydetmeliydik” diye konuştu. Erdim, “15 Temmuz olmuş, bitmiş, geçmiş gitmiş bir olay ya da durum değildir. Böyle bir kalkışma tekrar olursa 15 Temmuz ruhu tekrar harekete geçecektir.” Dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Şehitlik duygusu olmasa darbe girişimine karşı bir şey yapamazdık”
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, araştırmanın sonuçlarını paylaştı. 15 Temmuz’un önlenmesinde ve vatan topraklarının korunmasında şehitlik duygusunun önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ”Şehitlik duygusu bu karmaşık coğrafyada, jeopolitik olarak çok riskli bir alanda bu toprakları çocuklarımıza ve torunlarımıza iyi devredebilmek için bu duygu çok önemli bir duygu. Bu duyguyu kaybettirmemek gerekiyor. Bu çalışmadan en çok anladığım sonuç, şehitlik duygusu iyi ki varmış. Bunu hissettim. Bu duygu eğer olmasaydı, darbe girişimine de bir şey yapamazdık, sınırlarımızı da koruyamazdık. Böyle bir coğrafyada Türkiye’nin dik durabilmesi, onurlu durabilmesi, Türkiye’yi yönetenlerin bu konuda daha başı dik olabilmesi Mehmetçik’teki bu özellikler çok önemli” dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “15 Temmuz’da bayrak, ezan ve komutan sayesinde başarılı olduk”
Savaşta, vatan savunmasında askerlere güç veren üç önemli kavramdan bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Kıbrıs’ta 1976’da görev yaparken Kemal Yaman Paşa ile çalıştık. Kemal Yaman Paşa o zaman şunu söylemişti: ‘Asker üç şey olursa savaşır. Bayrak dalgalanacak, ezan sesi olacak ve komutanı başında görecek.’ Biz 15 Temmuz’da neden başarılı olduk? Komutan kimdi? Karizmatik lider kimdi? Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’dı. Onu başında görünce daha çok coştu. İkincisi bayraklar dalgalandı, üçüncüsü de sela sesleri vardı. Burada liderini de ön planda görmesi darbecilerin bütün oyununu bozdu. Eğer 15 Temmuz devam etseydi Türkiye Suriye gibi olabilirdi, bir savaş çıkabilirdi. O nedenle 15 Temmuz’da tarihi yol değişti. Tarihte oyun kurucuların oyunu bozuldu. Şu anda huzur içinde yaşıyorsak bunu şehitlerimize borçluyuz. Onlara minnet duyuyoruz. Onlara bu borcumuzu ödemek için kıyamete kadar onlara sahip çıkmamız gerekir.” Dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Şehitlik duygusu kabullenmeyi sağlıyor”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bu çalışmayla milli hafızaya şehitlikle ilgili önemli bir katkı yaptıklarını belirterek “Bu çalışmayı referans olarak uluslararası yayınlarda yayımlayacağız. Küresel olarak toplumumuzun duyarlılığını bilim dünyasındaki mecralara bunu anlatacağız. Diğer yandan 4 yıl geçmesine rağmen çözülmemiş yası olan %20-25 oranında bir grup var. Bu gruba ulaşma konusunda bu derneğin durumdan vazife çıkarması da bizim bu çalışmamızın amaçlarına ulaştığını gösteriyor. Bu kişilere yalnız olmadıklarını hissettirmek önemli. Şehit yakınları dezavantajlı kişilerdir. Bu yaralı insanların çözülmemiş travmalarını çözmek için iki türlü yaklaşım var. Sebep olanlara lanet okumak, burada acı devam ediyor ama şehitlik duygusu bu olayı insanlara kabullendiriyor. Kabullenmeden sonra hayata farklı bakış açıları getiriyor. Diğer taraftan toplumun diğer kesimlerine bu dezavantajlı kişilere sahip çıkma sorumluluğu getiriyor.” Dedi.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan: “Toplumda darbe karşıtı bir bilinç var”
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, araştırmanın toplumdaki darbe karşıtı bilincini de gözler önüne serdiğini belirterek “Hala toplumda cuntacılar varsa, darbe yapmakla ilgili kafalarında plan yapanlar varsa artık bu sonuçlardan sonra bir değil, 99 kere düşünmeleri gerekir. Çünkü toplumda oluşan böyle bir darbe karşıtı bir bilinç var. Toplumda darbe karşıtı bir antikor var. ‘Başka bir iktidar olsa da darbeye karşı sokağa çıkmakta tereddüt etmezdim’ diyen, eşi ve yakınlarını kaybettiği halde bu duyguyu yaşayan bir toplum varsa o toplumda bir daha darbe yapamazsınız.” Dedi.
Dünyadaki benzer araştırmalardan örnekler verdi
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, dünyada benzer araştırma sonuçlarından örnekler de paylaştı. Hırvatistan-Sırbistan savaşında babası ölen Hırvat çocuklarla yapılan bir araştırmada savaşta ölenlerin çocuklarının, aynı yaşlarda babası diğer sebeplerle ölen çocuklara göre daha öfkeli bulunduğunu belirten Tarhan, “Ölümün gerçekleşme biçimi de yasın ne şekilde tutulacağını belirler.” Dedi. Tarhan, Sri Lanka’da savaşta ölenlerin eşlerinin sorun çözme ve aileyi toparlama becerileri ne kadar yüksekse patolojik yas yaşama oranlarının o kadar düşük bulunduğunu kaydetti.
Şehit yakınlarının duygu durumlarının belirlenmesi hedeflendi
15 Temmuz Şehit Yakınlarının Duygu Durumu Araştırması ile 15 Temmuz şehitlerinin yakınlarının süreci algılama biçimleri, yas süreçleri ve sürece dair duygu ve düşüncelerinin belirlenmesi amaçlandı.
Üsküdar Üniversitesi Girişimsel Olmayan Araştırmalar Etik Kurulu tarafından onaylanan araştırma, 20 Haziran-5 Temmuz 2020 tarihleri arasında internet üzerinden doldurulan formlarla yürütüldü. Formlar sosyodemografik bilgi formu, 17 maddelik sürece ait düşünceler anketi, 20 maddelik pozitif ve negatif duygu ölçeği ve 35 maddelik yas ölçeğinden oluştu.
90 katılımcıyla gerçekleşti
Araştırmaya 18-75 yaş aralığında 70’i kadın, 20’si erkek 90 kişi katılırken; yaş ortalaması 41 oldu. Katılımcılardan 16’sı şehidin anne-babası, 56’sı şehidin eşi, 5’i şehidin kardeşi, 8’i şehidin çocuğu olduğunu belirtirken; 5 kişi yakınlık derecesini belirtmek istemedi.
Katılımcıların eğitim düzeyi sorulduğunda 24’ü lise (%28.2), 23’ü lisans (27.1), 13’ü ilkokul (.3), 12’si ortaokul (.1), 6’sı önlisans (%7.1), 4’ü okuryazar (%4.7) ve 3’ü (%3.5) yüksek lisans düzeyinde olduğunu belirtti.
Katılımcıların medeni durumu sorulduğunda 55’i (%64.0) eşinin vefat ettiğini, 23’ü (%26.7) evli, 8’i ise (%9.3) bekâr olduğunu kaydetti.
Gelir durumuna bakıldığında katılımcıların 41’i (%49.4) 2 bin-5 bin TL, 18’i (%21.7) 5 bin-10 bin, 15’i (.1) 0-2 bin TL ve 9’u (.8) 10 bin TL üzerinde geliri olduğunu belirtti.
Araştırma sonuçları “Süreçle İlgili Düşünceler”, “Yas Belirtileri”, “Duygular” ve “Olgunlaşma” durumlarını ortaya koydu.
15 Temmuz bir destan olarak anılmalı
“15 Temmuz’un gündemde tutulması çok önemlidir” önermesine katılımcıların %75’i “Katılıyorum”, %20’si “Kararsızım”, %5’i ise “Katılmıyorum” değerlendirmesi yaptı.
“15 Temmuz bir destan olarak anılmalıdır” önermesine katılımcıların %85’i “Katılıyorum” derken; ’u “Kararsızım”, %5’i ise “Katılmıyorum” dedi.
“15 Temmuz sürecini düşündüğümde kendimi önemli hissediyorum” önermesine şehit yakınlarının %55’i “Katılıyorum”, %30’u “Kararsızım”, ’i ise “Katılmıyorum” yanıtını verdi.
Yeterli destek aldılar mı?
“15 Temmuz sonrası çevremden alabildiğim sosyal destek arttı” önermesine şehit yakınlarının %41’i “Katılıyorum”, %27’si “Kararsızım”, %32’si ise “Katılmıyorum” cevabını verdi.
“15 Temmuz sonrası yetkililerden yeterli destek alabildim” önermesine katılımcıların %50’si “Katılıyorum”, %30’u “Kararsızım”, %20’si ise “Katılmıyorum” dedi.
Devlet, olası darbe girişimlerini önlemede güçlü bulunuyor
“Devletin bundan sonraki darbe girişimlerini önleme gücü vardır” şeklindeki önermeye şehit yakınlarının %59’u “Katılıyorum”, %28’i “Kararsızım”, ’ü ise “Katılmıyorum” yanıtını verdi.
“Bir daha darbe girişimi olacağını zannetmiyorum” şeklindeki önermeye ise %24’i “Katılıyorum”, %52’si “Kararsızım”, %24’ü “Katılmıyorum” yanıtı verildi.
Benzer bir girişimde sokağa çıkarım
“Benzer bir darbe girişimi yaşanırsa sokağa çıkmakta tereddüt etmem” şeklindeki önermeye %72’si “Katılıyorum”, ’si “Kararsızım”, ’i ise “Katılmıyorum” yanıtını verdi.
“Bir daha darbe girişimi olması halinde halk yine sokağa çıkacaktır” önermesine şehit yakınlarının %72’si “Katılıyorum”, %22’si “Kararsızım”, %6’sı ise “Katılmıyorum” dedi.
“Başka bir iktidar olsa da darbe girişimi halinde sokağa çıkmakta tereddüt etmezdim” önermesine %44 “Katılıyorum”, %42’si “Kararsızım”, ’ü ise “Katılmıyorum” yanıtını verdi.
Araştırmada şehit yakınlarına son iki hafta içerisinde 15 Temmuz süreci ile ilgili nasıl hissettiğini düşünmeleri de istenerek “pozitif ve “negatif” duygularının ölçülmesi amaçlandı.
Büyük çoğunluk gururlu hissediyor
“Pozitif” duygular altında duyguları sorulan şehit yakınlarının %64’ü gururlu, %36’sı kararlı, %33’ü dikkatli, %32’si güçlü ve %26’sı ilgili hissettiğini söyledi.
“Negatif” duygular altında duyguları sorulan şehit yakınlarının %36’sı mutsuz, %24’ü sıkıntılı, %23’ü sinirli, ’ü korkmuş, ’ü asabi hissettiğini belirtti.
Araştırmada şehit yakınlarına yas yaşantılarına ilişkin hissettikleri de soruldu. “Yas tutarak onu geri getiremeyeceğimi biliyorum” önermesine katılımcıların %83.3’ü “Her zaman ya da sık sık”; %76.6’sı “Her zaman” yanıtını verdi.
“Onun benimle birlikte olduğuna inanıyorum” önermesine katılımcıların, %80’i “Her zaman ya da sık sık”; %70’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Eşyaları ve hatıraları ile teselli buluyorum” önermesine katılımcıların %56.6’sı “Her zaman ya da sık sık”; %43.3’ü “Her zaman” yanıtını verdi.
“Onun sevdiği şeyleri yapıyorum” önermesine katılımcıların %53.3’ü “Her zaman ya da sık sık”; %38.8’i “Her zaman” yanıtını verdi.
“Sanki bir gün geri gelecekmiş gibi hissediyorum” önermesine katılımcıların %45.5’i “Her zaman ya da sık sık”; %35.5’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Ne zaman eğlenmek istesem kendimi huzursuz hissederim” önermesine katılımcıların %46.6’sı “Her zaman ya da sık sık”; %32.2’si ise “Her zaman” yanıtını verdi.
Aklıma geldikçe ağlıyorum
“Aklıma geldikçe ağlıyorum” önermesine katılımcıların %53.3’ü “Her zaman ya da sık sık”; %31.1’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Uyku düzenim bozuldu” önermesine katılımcıların %48.8’i “Her zaman ya da sık sık”; %30’u ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Kendimi ölüme hazırlıyorum” önermesine katılımcıların %42.2’si “Her zaman ya da sık sık”; %27.2’si ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Kendimi yalnız hissediyorum” önermesine katılımcıların %36.6’sı “Her zaman ya da sık sık”; %26.6’sı ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Beni aniden bırakıp gitmesini hazmedemiyorum” önermesine katılımcıların %33.3’ü “Her zaman ya da sık sık”; %24.4’ü ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Güven duygumu kaybettim” önermesine katılımcıların %37.7’si “Her zaman ya da sık sık”; %24.4’ü ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Onun kaybı ile birlikte tüm umudumu kaybettim” önermesine katılımcıların %26.6’sı “Her zaman ya da sık sık”; %21.1’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
Kendimi yorgun ve güçsüz hissediyorum
“Kendimi yorgun ve güçsüz hissediyorum” önermesine katılımcıların %33.3’’ü “Her zaman ya da sık sık”; %20’si ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Hayatın anlamsız olduğunu düşünüyorum” önermesine katılımcıların %30’u “Her zaman ya da sık sık”; %20’si ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“İçe kapanık biri oldum” önermesine katılımcıların %23.3’ü “Her zaman ya da sık sık”; .8’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Bir daha mutlu olamayacağımı hissediyorum” önermesine katılımcıların %32.2’si “Her zaman ya da sık sık”; .5’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Duygularımı ifade etmekte zorlanıyorum” önermesine katılımcıların %25.5’i “Her zaman ya da sık sık”; .5’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Onsuz daha fazla yaşamak istemiyorum” önermesine katılımcıların %21.1’i “Her zaman ya da sık sık”; .5’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Geceleri aklıma gelince kâbuslar görüyorum” önermesine katılımcıların .3’ü “Her zaman ya da sık sık”; .2’si ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Bu acıya daha fazla dayanacağımı zannetmiyorum” önermesine katılımcıların .6’sı “Her zaman ya da sık sık”; .1’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
Psikolojik tedavi görenlerin oranı .2
“Psikolojik tedavi görüyorum” önermesine katılımcıların .2’si “Her zaman ya da sık sık”; ’u ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Sabırsız ve hoşgörüsüz oldum” önermesine katılımcıların .5’i “Her zaman ya da sık sık”; %8.8’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Sürekli onu düşünmekten günlük işlerimi aksatıyorum” önermesine katılımcıların .8’i “Her zaman ya da sık sık”; .5’i ise “Her zaman” yanıtını verdi.
“Sigara-alkol… vb. kullanmaya başladım” önermesine katılımcıların ’u “Her zaman ya da sık sık”; %7.7’si ise “Her zaman” yanıtını verdi.
Olgunlaşma belirtileri de saptandı
Araştırmada şehit yakınlarının psikolojik olgunlaşma belirtileri de ortaya çıktı. Şehit yakınlarının %85.5’i “Yaşadıklarımdan sonra aynı olayla karşı karşıya kalan kişileri daha iyi anlıyorum” dedi. %80’i “Hayata bakış açım değişti” derken; %76.6’sı “Hayatın sadece yaşamdan ibaret olmadığını, kaybın da yaşam kadar gerçek olduğunu anladım” dedi. Şehit yakınlarının %75.5’i “Kendi ayaklarım üzerinde durmaya başladım” derken; %70’i “Kimseyi incitmemeye çalışıyorum dedi.
Yas nedeniyle desteğe ihtiyaçları sürüyor
Araştırmanın sonuç bölümünde ise toplumda şehitlik algısının güçlendirilmesi gerektiği, genel olarak memnuniyet yüksek ama sosyal destek ihtiyacının devam ettiği ve beklentiyi karşılamadığı vurgulandı. Sonuç bölümünde yasın çözülemediği ve devam ettiği kaydedilerek şehit yakınlarının psikolojik yardım gerektiren desteğe ihtiyaçları olduğunun altı çizildi.
Okunma : 3350
ÜHA