Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Siyer Vakfı’nın “Hicri 1441 Aile Yılı” projesi kapsamında düzenlediği "Aile Konuşuluyor" programına konuşmacı olarak katıldı. Prof. Dr. Tarhan, konuşmasında sekülerizm, bireycilik ve sosyal anomi’nin modernizm ile birlikte aileyi zayıflatan üç hastalık olduğuna dikkat çekti.
Başakşehir Çınar Koleji Kongre Merkezi’nde düzenlenen programa dinleyicilerin ilgisi oldukça yoğun oldu.
“Aileyi zayıflatan 3 hastalık”
Konuşmasının başlangıcında aileyi zayıflatan üç hastalık olduğuna dikkat çeken Tarhan; “Bunlar; sekülerizm, bireycilik ve sosyal anomi. Modernizm ile birlikte ailenin zayıflamasına sebep oluyorlar. Modernizm aileyi ayak bağı olarak görüyor. Sekülerizm de ciddi risk. Çünkü bireylerde hesap verme duygusunu zayıflattı. Kişide vicdani sorumluluğu azalttı. Bu da ilişkilerin bencilleşmesini ve aile değerinin zayıflamasına neden oldu. Bugün eşler çok kolay boşanabiliyor. Evlilik öncesinde ‘Yapamazsam boşanırım’ gibi bir tutum içinde olmak da evliliğe zarar veriyor. Evlilik uçağa, gemiye benzer. Uçak havalandığında, gemi karadan açıldığında ‘Ben sıkıldım deyip inebilir misiniz?’ Ya da bir cerrahı düşünün. Tam operasyon, ameliyatın ortasında ben sıkıldım deyip ameliyatı bırakabilir mi? Bu doğru değil. Evlilik sorumluluk gerektirir, evlilik olgunluğu eşler açısında çok önemli” ifadelerini kullandı.
“Evlilikte denge kurabilenler aileyi koruyabilirler”
Eşlerin birbirlerine sen diliyle değil ben diliyle de hitap edebilmesinin evliliğin kalitesini artıracağına dikkat çeken Tarhan; “Günümüzde evliliklerde çokça ego kavgaları yaşandığına şahit oluyoruz. Sen ben kavgaları ile ‘sen bana bunu dedin, sen bana bunu yaptın…” gibi. Kadın erkek ilişkisi rekabet üzerine kuruluymuş gibi davranılıyor fakat tam tersine tamamlayıcıdır. Bu unutulmamalı. Evliliği bir kayıkta yolculuk gibi düşünmeliyiz. Bir taraf kayığı salladığında diğeri de sallarsa ne olur. Kayık alabora olur ve devrilir. Diğerinin bu durumda kayığı sallamaması gerekir. Evlilikte denge çok önemli. Bunu başarabilenler son kale aileyi koruyabiliyor.” dedi.
Modernizmin günümüzde empatiyi yok ettiğini belirten Tarhan, narsizmi ise en önemli değer haline getirdiğine dikkat çekti.
“Zamanın insanı ölüme karşı kör”
Tarhan, konuşmasının devamında “Tarih boyunca hiçbir dönem, bugünkü gibi ölümün konuşulmadığı bir dönem olmamıştır. İnsanlar ölümü biliyor ama ölümü konuşma konusundan kaçınıyorlar. Zamanın insanı ölüme karşı kör. Bu hastalık evliliğe de sinsice zarar veriyor. Evliliklerde ölüm sonrasında da birlik olma düşüncesi olmalıdır. Dünyevilik evliliğe zarar veriyor.” şeklinde konuştu.
“Evlilikte IQ yetmiyor”
Duygusal zekânın kişinin yaşamına çok olumlu ve değerli katkıları olduğunu belirten Tarhan; “Takdir, onay, övgü sözcükleri evliliklerde sihirli sözcükler. Bunları yapmak da EQ (Duygusal Zekâ) gerektiriyor. Evlilikte sadece IQ yetmiyor. Örneğin “Einstein’in IQ’su çok yüksek düzeydeyken EQ’su yerlerde sürünüyordu. Einstein evliliğinin 10. yılında karısıyla bir anlaşma yapmaya karar verir. Karısına, ‘Bana üç öğün yemeğimi getir, soru sorma ve benden dostluk, yakınlık bekleme…’ der. Karısı anlaşmayı kabul etmez ve bir süre sonra ayrılırlar.” ifadelerini kullandı.
Programın sonunda Prof. Dr. Nevzat Tarhan’a çiçek taktim edildi.
Okunma : 4030
ÜHA