Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; İTO Marmara Anadolu İmam Hatip Lisesi tarafından alanında uzman birçok ismin katılımıyla gerçekleşen ‘Güncele Dair Çamlıca Buluşmaları’ başlıklı etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. ‘Ruh-Beyin-Akıl Üçgeninde İnsanoğlu Beyin Ruh Hakkında İp Uçları Verir Mi?’ başlıklı sunum gerçekleştiren Tarhan, ruhun insanı insan yapan bir yazılım olduğunu aktardı. 21.yüzyılın ‘Bilgelik Çağı’ olacağını ifade eden Tarhan, din ve fen bilimleri senteziyle eğitim alanların bu çağda söz sahibi olacağının altını çizdi. Tarhan; “Geleceğin nesli bir elinde bilgisayar, bir elinde Kur’an-ı Kerim olan bir nesil olacak. Din ve fen bilimlerinin sentezini iyi yapabilen bir nesil geleceği kurtaracaktır. Tek taraflı eğitim alan nesiller, birçok konuda çağı kaçıracaktır.” dedi.
“Geleceğin neslinin bir elinde bilgisayar, bir elinde Kur’an-ı Kerim olacak”
21. yüzyılın Bilgelik Çağı olacağını aktaran Tarhan, bu çağda din ve fen ilimlerini bir arada tamamlayan gençliğin ön planda olacağının altını çizdi. Tarhan; “Doğu ve Batı kültürünün birleştiği 20.yüzyıl bilgi çağıydı 21. yüzyıl bilgelik çağı olacak, olmak zorunda. Geleceğin nesli bir elinde bilgisayar, bir elinde Kur’an-ı Kerim olan bir nesil olacak. Bu nedenle sizler bu konuda bir adım önde olacaksınız. Bunun kıymetini iyi bilen, ikisinin sentezini iyi yapabilen, din ve fen bilimlerinin sentezini iyi yapabilen bir nesil geleceği kurtaracaktır. Tek taraflı eğitim alan nesiller, birçok konuda çağı kaçıracaktır, öyle gözüküyor. 1990’larda sosyal medya bulundu. 1990-1994 arası internet ticarileşmeye başladı, sonra sosyal izolasyon ortaya çıktı. İngiltere’de Manchester Üniversitesinin yaptığı bir çalışma var, Lipping üzerine. Kendini çok yalnız hissetme oranı 75 yaş üstü kişilerde işte %27, 16-24 yaş arasında %40 çıkıyor. Bu sosyal izolasyon artarak devam ediyor, sosyal medya kullanımı aşırı düzeyde. Sosyal medya ki ben sanal medya diyorum çünkü sosyalleşmeyi, yüz yüze teması kesiyor bu da geleceği etkileyecek.” dedi.
“Batının en büyük problemi yalnızlık”
Batılı toplumların benmerkezci bakış açısı nedeniyle büyük bir yalnızlık içerisinde olduklarını aktaran Tarhan, sebebi bulmadan sonuç ile uğraşmanın manasız olduğunu aktardı. Tarhan; “Narsisizm; ben merkezci, kendini önemli, üstün gören tiplerin çoğalması. Kendini yeryüzü tanrısı gibi gören tipler çoğalıyor, bu tiplerin çoğalması insanlığın yararına değil. Bu tipler, genellikle başkalarını sömüren, çıkarcı tipler. Bunların çoğaldığı bir dünyada huzur kalmaz. Evde bir narsist varsa, o evde huzur olmaz. Hep benim dediğim olsun der, yemeğin en iyi tarafını ben yiyeceğim der, en iyi yere ben oturacağım der. Narsisizm adalet duygusunu yok eden bir şeydir. Bunun sonucunda da öyle kişiler sevilmezler ama böyle kişiler kendilerini akıllı ve yetenekli dedirtmek için çok çalıştıkları için de güç elde edince yalnız değillerdir, gücü kaybedince yalnız kalırlar. Bu sebeple Batının en büyük problemi yalnızlık olmuştur. Böyle bir dünyaya doğru giderken, ABD’de 25 yaşın altındaki 3 genç AIDS yüzünden ölüyor, bir günde 6 çocuk intihar ediyor, 18 yaşının altında 342 çocuk şiddet suçundan tutuklanıyor, ergen annelerden günde 107 bebek doğuyor, bakın her gün... 20 bin 833 çocuk okulu terk ediyor, 6 bin 042 çocuk tutuklanıyor, 135 bin çocuk okula silah götürüyor. Dünyanın gidişi bu şekilde, sebebi düzeltmedikçe, sonuç ile uğraşmak, bize fayda sağlamaz. Önce teşhis sonra tedavi ve takip gerekiyor.” şeklinde konuştu.
“Post Materyalist Bilim Manifestosu, materyalizmin iflasının itirafıdır”
Post Materyalist yaklaşımların dünyada yeni fikirleri desteklediğini aktaran Tarhan, dünya hayatının bir simülasyon olduğunu söyledi. Tarhan; “2014 yılında ABD’de iki üniversite, Arizona ve Columbia Üniversitesi Post Materyalist Bilim, Maneviyat ve Toplum uluslararası zirvesini yapıyorlar. Bunun sonucunda Post Materyalist Bilim Manifestosu yayınlanıyor. Materyalizm iflas etmiştir, bunun itirafıdır. 2023 yılında ciddi bir ezberleri bozan Nobel ödülü alan keşifler yapılıyor. Kuantum Dolanıklığı kanıtladı bunları. Bu izafiyet teorisini gösterdi. Aslında madde değil, zaman esaslı. Bu da madenin izafiyetini gösterdi. Madde diye bir şey yok, solucan teorisi var bu teoriye göre madde denen bir şey yok, her şey enerji. Biz Dünya hayatını gerçek hayat zannediyoruz, aslında dünya hayatı simülasyon, ruhlar aleminden buraya gelmişiz, başka bir enerji bandına geçeceğiz. Dünya simülasyon tıpkı. Metaverse gibi. Sınav simülasyonu; girmişiz, yaşıyoruz, iyiyi tercih edersek iyi, kötüyü tercih edersek kötülerden olacağız. Hayatımızın sonunda heybemize ne doldurduysak o çıkaracak karşımıza. Hz. Mevlana’nın da dediği gibi; ‘Dünyada yaşamıyoruz, dünyadan geçiyoruz.’ ” ifadelerini kullandı.
“İnsanda bir yazılım olan ruh programı var”
İnsanı insan yapan ruh programına dikkat çeken Tarhan, İslam dininin akılla bulunabilir olduğunu aktardı. Tarhan; “Sekülerizm yaşamın amacı zevk peşinde koşmak diyor. Her şeyi terk et, doğa üstü güçler seni korur diyor. Tolstoy; ‘Hayatın beni bekleyen, kaçınılmaz olan ve ölümü yok edebilecek bir anlamı var onu arıyorum’ diyor. Ama semavi dinler burada ‘varoluşu unutma, ümidini kaybetme, aklını kullan ve hiçbir şey rastlantısal değildir’ diyor. Semavi dinler bir imtihandasın hayata bu gözle bakabilmek gerekir mesajı veriyor. Hz. İbrahim hayata böyle bakarak, gök cisimlerine bakarak sonunda ‘Tanrım yaradanım olmalı’ diyor. Bu şekilde Allah’ı buluyor. Allah’ı bize tanıtan 3 kaynak var; Kur’an- ı Kerim, Resulullah Aleyhisselam ve kâinat kitabı. Kâinat kitabı okuduğumuz zaman her şeyde Allah’ı bulabiliriz. Bilim, şu anda bu konuda bize yardım ediyor. Onun için aklımızı kullanarak bunu başarabiliriz. Ruhumuzun yeri nerede? Beyin kimyasallar salgılıyor fakat beynin üzerinde bir bilinç var; Kuantum bilinci. Beyin mana dünyasıyla madde dünyası arasında bir aracıdır. Beynimizin üzerindeki Kuantum bilinci tıpkı bilgisayar gibi. Bilgisayarın beynimiz gibi elektronik devreleri var. Bir de yazılımı var, yazılımı çıkar bilgisayardan 1 gram bile eksilmez sildiğimiz zaman hiçbir şey kaybolmaz. Bunun gibi insanda bir yazılım olan ruh programı var, o ruh programı insanı insan yapıyor. Her canlıda kendine göre küçük program var ama insan psikolojik olarak prematüre doğuyor. Bir ördek yumurtadan çıkar çıkmaz hemen yüzmeye başlıyor. İnsan, 1 yaşında yürümeye başlıyor, 15 yaşında kendi kendini yönetebilir hale geliyor. İnsan kendini geliştirmek zorunda, öğrenerek geliştirmek zorunda, sosyal olarak kendini geliştirebiliyor.” dedi.
“21. yüzyıla Bilgelik Çağı dememizin sebebi bu bilgelik Kur’an bilgeliğidir”
Dünyada ahlaki çöküntü yaşandığını ifade eden Tarhan, 21.yüzyılın Kur’an bilgeliğine dönüşeceğini aktardı. Tarhan; “Dünyada şu anda sosyal narsisizm var. Afrika’da temiz suya ulaşamayan 2 milyar insan var. Göçlerin sebebi yoksulluk değil; Afrika’dan, Güney Amerika’dan göçlerin sebebi insanlar kendi ülkelerinde adaletsizlik, hukuksuzluk ve bir taraftan da insanlar gelecekle ilgili kaygılarını gidermek için geçiyorlar. Onun için toplumsal barışı çözecek şey narsisizmin bitmesidir. Narsisizm toplumsal hayatı bozan bir şeydir. Bu arttıkça insanlık aşağı doğru gidecektir. Peygamberlik, müesseselerine baktığımız zaman peygamberler, en büyük mücadelesini bencilliğe karşı yapmıştır. İslam dinine bakıyorsunuz bütün İslam’da ki tasavvuf öğretilerine bakın hepsi nefis terbiyesiyle başlıyor. Kendini terbiye etmek, insanın nefsini arzularını terbiye etmesi bir insan için aslında en büyük ilerleme ve olgunlaşmadır. Endonezya’nın Müslüman olma sebebi iyi ahlaktır. Onun için İslamiyet’in en güzel temsil metodu tevhittir. Konferans, vaaz değil temsildir. İyi örnek olduğumuz zaman iyi ahlak güzel sonuçlar gösterdiği zaman bütün dünyanın bu iyi ahlaka ihtiyacı var. Onun için 21. yüzyıla bilgelik çağı dememizin sebebi bu bilgelik Kur’an bilgeliğidir. Bunu göreceğiz belki biz göremeyiz ama sizler inşallah görürsünüz.” ifadelerini kullandı.
“Batılıların İslamiyet’i yüksek sesle söyleyecekleri günler yakındır”
Dünyanın her yerinde hakikat arayışı yaşandığını ifade eden Tarhan, İslami bakış açısının Batı dünyasından yükseleceğini ön gördüğünü aktardı. Tarhan; “Bu kadar hakikatin olduğu dönemde ben daha çok İslam dünyasından değil, Batıdan parlak zekaların çıkıp da İslamiyet’i yüksek sesle söyleyecekleri günlerin yaklaştığını düşünüyorum. Ciddi bir hakikat arama eğilimi var ve şu andaki Batı felsefesi, materyalist felsefe tatmin etmiyor. Yeni bir arayış var. Hakikatlerin tevhit hakikatini anlatabilmemizde bütün iş Hegel’in bir sözü var ‘Akla uygun olan her şey gerçektir. Gerçek olan şey akla uygundur.’ Kuran-ı Kerim’de akla uygun olmayan hiçbir şey yok. Bazıları kaderi, ahireti soruyor. İnsandaki Tanrı tasavvuru düzelmeden bir insana kaderi ve ahireti anlatmazsınız. Bunu şuna benzetiyorum temel matematik olmadan yüksek matematiği anlatamazsınız. Tirat cetvelini bilmeyen insan integrali bilemez. Bunun gibi kafasında Tanrı tasavvuru tevhit inancına uygun bir şekilde, akla uygun anlattığın zaman Kuran-ı Kerim’deki ahiret konusu da mucizeler konusu da Resulullah’ın hayatındaki hadislerin hepsinin akla uygun olduğu ortaya çıkıyor. İlk olarak tevhit inancına uygun Allah tasavvuru olması gerekiyor.” dedi
Okunma : 1470
ÜHA