Dünya barışı için Milano'dan Tel Aviv'e gitmek üzere beyaz gelinliğiyle yola çıkan ve Kocaeli'nin Gebze ilçesinde tecavüz edildikten sonra öldürülen İtalyan sanatçı Giuseppina Pasqualina di Marineo, 2008 yılında yaşamını yitirmişti. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan konuya ilişkin aynı yıl “Pippa Bacca Olayı ve Etik Felsefe Hatası ” başlıklı yazıyı kaleme almıştı. Aktüel Psikoloji Ruh Sağlığı Portalında yer alan yazı ilgi görüyor. Tarhan yazısında, ‘Trajik bir bitiş… Geriye utanç, hüzün, öfke ve matem bıraktı.’ ifadelerini kullanmıştı.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü, Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Pippa Bacca’nın trajik ölümüne ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu.
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Pippa’nın iyi bir idealist ama kötü bir realist olduğunu vurgulayarak; “Batı felsefesinin korumasızlığına kurban oldu. Onun hakkında bazı batı filozofları insanlara güvenebileceği güvencesini vermişlerdi. İdealist bir insan olabilmek için tehlikeleri göze almak gerekir. Realist bir insan olmak için düşünülen şeylerin uygulanabilir olması hesap edilir. Aktivist bir insan için ise tehlikeler amaca uygun ve uygulanabilir olmalıdır.” dedi.
“İnsanı kutsallaştıran hümanizm din öğretisine dönüştü”
Marksist hümanizm, liberal hümanizm, seküler hümanizm ve dinsel hümanizmin batının etik kültürünü oluşturmaya çalıştığından bahseden Tarhan; “Dini tek belirleyici olarak gören Katoliklere ve dini siyasetin emrine veren ve Ortodokslara karşı olan Protestan ahlakının temelinde hümanistik felsefe yatıyor. Batının ahlaki değerlerinin özünü oluşturan hümanizm, ilahi adaleti ve aşkın değerleri reddeden materyalizmin dini ve etik felsefesi olmuştur. Batı, Katolik katılığından ve kilise baskısından hümanizme sığınarak modernleşebildi. Aklın önderliği ve bilimsel şüphecilik, hümanizmin metotlarıdır. Ancak insanı kutsallaştıran hümanizm din öğretisine dönüştü. Geleneği, mistisizmi ve vahyi reddeden seküler din olarak hümanizm çok tartışılır hale gelmiştir. Şeytan, günah ve cehennem kavramlarını reddeden hümanizm 1990'lardan sonra pozitif bilim sayesinde kendini sorgulamaya başladı.” ifadelerini kullandı.
İnsan davranışlarına genetik yapı mı, çevre mi daha etkilidir?
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ‘İnsan davranışlarına genetik yapı mı, çevre mi daha etkilidir’ tartışmalarına ABD Maryland' dan bir katkı geldiğini dile getirerek; “Geçtiğimiz yıllarda Dr. Steven Suomi’nin araştırması kişiyi şiddete yönelten bir geni tanımladı. Kötülük geninin bunalım, saldırganlık ve şiddet ifadesini ve ortaya çıkmasını sevgi azaltıyor. Kötü annelik davranışları kötülük geninin çalışmasını hızlandırıyor. ‘Bad Behavior’ yani kötü davranış geni ismi verilen gen mutluluk hormonu olarak bilinen serotonin'i azaltıyor. Beyinde serotonin seviyesinin düşmesi bunalım, öfke, saldırganlık ve şiddeti artırıyor.” şeklinde ifade etti.
“Hümanizm kötülüklerin doğasını reddederek insanı aslında korumasız ve savunmasız bırakıyordu”
Hümanizmin insandaki yaratıcı faaliyetlerin kaynağını zevk peşinde koşmak olarak tanımladığını belirten Tarhan; “İnsanın doğuştan iyi, saf ve temiz olduğu şeklindeki hümanist rasyonelin ve hümanist etik kültürün iyimserliği biyolojik psikoloji tarafından artık sorgulanıyor. ‘İnsan doğuştan iyidir ona ahlak öğretmeye gerek yok’ tezi şeytan ve günahı reddediyordu. ‘Cennet cehennem bu dünyadadır’ inancı insan ya her şeyden korkan yahut da her şeye güvenen duruma getiriyordu. Çünkü Tanrı’ya hesap verme duygusu kalkıyor, sınırsız ve sorumsuz etik kültür onaylanıyordu. Hümanizmin kötülüklerin doğasını reddederek insanı aslında korumasız ve savunmasız bırakıyordu. İnsanın sonsuz kötülük yapma ve sonsuz iyilik yapma potansiyelini tek taraflı değerlendiriyordu.” dedi.
“Hümanizmin tarihi yanılgısı Batı’nın zengin ama mutsuz, varlıklı ama yanlış amaçlar peşinde koşan insanlarını çoğaltmaya devam ediyor”
Bilgisayarların ilk çıktığında iyicil güçlerin bilgisayarı insanlığın yararına kullanmayı hedeflediğini vurgulayan Tarhan; “Kötücül güçler ve insan kılığındaki şeytanlar harika virüs programları yazdı. Bu virüs programlarına anti virüs programları yazılmazsa program çalışamıyordu. İşte insanın ruh programında da virüs hükmündeki kötücül güçler varken kötülüğü yani şeytaniyeti yok saymak aklın gereği olamaz. Hümanizmin tarihi yanılgısı Batı’nın zengin ama mutsuz, varlıklı ama yanlış amaçlar peşinde koşan insanlarını çoğaltmaya devam ediyor.” ifadelerini kullandı.
Tarhan yazının sonunda; “Müslüman kültürün yaşadığı bu topraklarda yaşayıp Müslümanın ahlaki değerlerini taşımayan tecavüzcü yanında Pippa çok masumdu ve Allah'a daha yakındı. ‘Allah'a ve ahirete inanıp iyi şeyler yapanları biz üzmeyeceğiz’ mealindeki ayetin Pippa Bacca'nın imdadına yetişmesi dileğiyle.” ifadelerini kullanmıştı.
Okunma : 1742
ÜHA