“Çağın Vicdanı Bediüzzaman” kitabının yazarı Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Onu incelerken keşfedilmemiş bir hazinede buldum kendimi. Yabancı bir gezegende dolaştığımı hissettim” dedi.
Nesil Yayınları'ndan piyasaya çıkan “Çağın Vicdanı Bediüzzaman” kitabına ilişkin tanıtım toplantısı Barcelo Eresin Topkapı Otel'de gerçekleştirildi.
Toplantıda gazetecilerin sorularını cevaplayan Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Tarhan, kitabın Said Nursi'nin hayatı ve eserleriyle ilgili psikolojik yorumları içerdiğini belirtti.
Kitapta, Bediüzzaman'ın hayatını, tezini, getirdiği akılcı yaklaşımları, bilimsel ispat yöntemini nasıl kullandığının işlendiğini ifade eden Tarhan, Said Nursi'yle ilgili yazılmamış şeyleri aktarmaya çalıştığını söyledi.
Kitabın bir “psiko-biyografi” olduğunu dile getiren Tarhan, “Bediüzzaman, ruhun bekası, ölüm ötesi hayat gibi insanların anlamakta zorlandığı meseleleri, akılcı, ispatçı ve bilimsel bir biçimde aktarmayı başarmış bir insan. Onca işkenceye, tahrike, tecride rağmen Türkiye'yi terk etmemiş, ağaçların üzerinde, kırlarda, bayırlarda, hapishanelerde eserler vermiş. Eserleri, 50 yıl geçmesine rağmen 50 dile çevrilmiş” şeklinde konuştu
Prof. Dr. Tarhan, Said Nursi'nin, döneminde çok yanlış anlaşıldığını, ciddi bir propaganda kurbanı olduğunu, 18 kez zehirlenmesine rağmen davasından yılmadığını anlattı.
“Bediüzzaman, psikolojik savaşın kurbanı olmuş bir insan” diyen Prof. Dr. Tarhan, Said Nursi'nin psikolojik savaşı çok iyi fark ettiğini ve bunun hiç bir zaman kurbanı olmadığını, hayatının çoğu hapishanelerde geçmesine rağmen hiç bir zaman kurulu düzene karşı olmadığını, provokasyonlara gelmediğini dile getirdi.
Said Nursi'nin, varoluş bunalımına giren çağ insanının içinde bulunduğu bunalımdan nasıl kurtulacağını ve bunu yaparken nasıl akıl yürütme yöntemlerini kullanabileceğini anlattığını ifade eden Prof. Dr. Tarhan, sözlerine şöyle devam etti:
“Onu incelerken keşfedilmemiş bir hazinede buldum kendimi. Yabancı bir gezegende dolaştığımı hissettim. Çağ insanını ve sorunlarını ve çıkış yollarını, bilimsel akıl yürütme yöntemlerini nasıl kullandığını farkettim. Mesela, 'hiperaktivite'nin bir 'öcü'ye dönüştürüldüğü günümüzde, 'hiperaktif' bir kişilik olarak Bediüzzaman'ın bu yaratılış özelliğini nasıl bir kazanıma dönüştürdüğünü öğreniyoruz. Bediüzzaman Said Nursi'nin, egosunun peşinde koşmak yerine, egosunun önüne koyduğu aşkın bir idealin peşinde nasıl kendi benliğini aşabildiğine dair tespitler, yine bu açıdan dikkat çekici.
Bediüzzaman'ın duygusal okuryazarlığı, yenilik ile geleneği buluşturmayı sağlayan duygusal ahengi ve bütüncül yaklaşımı, farklı kişilikleri ortak amaç için bir araya getirebilme yeteneği, bu yeteneği sağlayan manevî ve duygusal liderliğinin arka planına dair analizler son derece dikkat çekici. Bediüzzaman'ın eserleri, pozitif
Said Nursi'nin başlattığı hareketin sadece dini bir hareket olmadığını söyleyen Prof. Dr. Tarhan, kitapta özellikle onun benlik konusuna yaklaşımına ve paralelinde benlik, nefis, irade, akıl ve kalp arasında kurduğu ilişki ve dengeye dair açılımlarına dikkati çektiğini söyledi.
A.A
HÜRRİYET
Okunma : 4971