Okullarda aileye yaklaşımın anahtarları neler?

12 - Sorumlu Üretim ve Tüketim17 - Amaçlar İçin Ortaklıklar3 - Sağlıklı ve Kaliteli Yaşam8 - İnsana Yaraşır İş ve Ekonomik Büyüme

Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Adalar İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ve Üsküdar Üniversitesi iş birliğinde 2025 Aile Yılı ve Veli Akademileri Projesi kapsamında düzenlenen “Aile İçi İletişim” konulu seminere çevrimiçi katıldı. Tarhan, aile içi iletişim iletişimin püf noktaları ve ebeveyn ile çocuk ilişkilerine dair dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. Eğitimin bir ekosistem olduğunu ve aile eğitiminin sadece anne ve babaya bırakılmaması gerektiğini vurgulayan Tarhan, 2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesinin çok önemli olduğunu söyledi.  

“Aileye odaklanılması hayati önem taşıyor”

Eğitimin bir ekosistem olduğunu vurgulayan Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan; “2025 yılının Aile Yılı ilan edilmesi çok önemliydi. Geç de olsa çok yerinde bir hareket oldu. Millî Eğitim Bakanlığının aileye odaklanması hayati önem taşıyan bir konu. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki şu anda dünya değişti, çocuklarımız değişti. Çocuklarımızın her biri birer öğrenci. O halde aile eğitimini sadece anneye babaya bırakamayız. Eğitim ekosistemdir. Bu ekosistemde birinci daire anne, baba ve çocuklardır. İkinci daire eğitim ve yakın arkadaşlıklardır. Üçüncü dairede ise okul hayatı geliyor. Daire büyüdükçe arkadaşlar ergenlik dönemiyle geliyor. Daha da büyüdükçe iş hayatı, sosyal hayat, karşı cinsle ilişkiler ön plana çıkıyor. Bütün bunların hepsinin bir fidanın yetiştiği gibi yetişmesi gerekiyor.” diyerek sözlerine başladı. 

“Kişilik yapısının üçte biri doğuştan, üçte ikisi sonradan öğreniliyor”

İnsan yaşamındaki iki dönemin beyin gelişimi için çok önemli olduğunu söyleyen Tarhan; “Bu dönemlerde aile önemli bir yer tutuyor. Biri 0-3 yaş arası diğeri de 12-15 yaş arası. Gençlerin, çocukların beyni booming yapıyor. Baharda 2-3 hafta içinde bütün ağaçlar birdenbire yemyeşil olur, çiçekler açar aynı onun gibi. Beyin müthiş bir sinaptik patlama yapıyor. Beyindeki yollar hızla gelişiyor ve çevre bunu buduyor. Anne, baba, öğretmen bunu buduyor. Bu bir de ergenlikte oluyor. Kişinin kendi kimliğini oluşturuyor. Kendi kişilik yapısı oluşuyor. Kişilik yapısının üçte biri doğuştan geliyor, üçte ikisi sonradan öğreniliyor. Bu nedenle aile çocuğun ruhuna dokunan ve geliştiren bir ortam. Aynı zamanda kişiliğini, davranışlarını ve hayatta nasıl olacağını geliştiren bir ortam da sağlıyor.” ifadelerini kullandı. 

“Gevşek ve tutarsız disiplin varsa sağlıklı bir çocuk yetişmiyor”

Sosyal ve duygusal becerilerin öğrenilmesinin önemini ele alan Tarhan; “Çocuğun hayattaki sosyal ve duygusal sınırları öğrenmesi gerekiyor. Tuvalet eğitimi nasıl gerekiyorsa sosyal ve duygusal becerilerin eğitimi de öyle gerekiyor. Yapılan araştırmada çocuk eğitirken 400 tane evet veya hayır kelimeleri tespit edilmiş. Çocuk büyütürken ebeveynlerin yüzde 90'ı hayır, yüzde 10'u evet diyor. Bunun dengesini iyi ayarlamak gerekiyor. Aslında anne baba çocuğu korumak için iyi niyetle yapıyor bunu. Bazı ailelerde de tersi oluyor. Çocuğa hiç hayır demiyor. Çocuğu şımarık ve sınırsız yetiştiriyor. Böyle olunca çocuk hiperaktif zannediliyor. Bu yalancı bir hiperaktivitedir. Bir disiplin hatasıdır. Literatürde gevşek disiplin diye geçiyor. Gevşek ve tutarsız disiplin varsa sağlıklı bir çocuk yetişmiyor. Böyle bir çocuk büyüyüp ergenliğe girdiği zaman evin küçük hükümdarı oluyor zaten. Evin lideri oluyor. Böyle olunca da çocuk erkil aileler çoğalıyor.” şeklinde konuştu. 

“Disiplin ve nasihat kar yağışı gibidir”

Çocuk eğitiminde anne babalık pratiklerinin önemine vurgu yapan Tarhan; “Anne ve baba bu zamanda çocuk yetiştirirken kendi öğrendiklerine göre değil çocuğun anladığı dili yakalaması gerekiyor. Çocukla nitelikli beraberlik geçiren anne baba çoğu zaman kendini de geliştiriyor. Çocukla birlikte büyüyorlar. Daha önce geniş aileler vardı, gençler hata yaptığında anneanne, babaanne araya girerdi. Lider, bilge anneannelik ve babaannelik vardı. Şimdi onlar da yok. Bu sefer çocuk ailede deneme yanılmayla büyüyor. Annelik ve babalık stillerinin ölçüsü varsa çocuğa nerede duracağı öğretilebilir. Fazla sıkarsanız sabun gibi kaçıp gider. Fazla gevşek bırakırsanız da kaçıp gider. Tatlı bir disiplin olmalı. Tutarlı disiplin önemli. Disiplin ve nasihat kar yağışı gibidir. Yavaş ve devamlı olursa tutar. Eğitimde de aynı şekilde…” dedi. 

Ergenlik döneminde özel alan tanımak gerekiyor…

Ergenlik döneminde içe kapanmanın nedenlerini anlatan Tarhan; “Depresyonda olan çocuk içine kapanır. Âşık olan bazı çocuklar da içine kapanır. Kara sevdayla bağımlılığın davranışı aynıdır. Âşık olan kimse 60 dakikanın 59 dakikası sadece onu düşünür. ‘Ne yedi ne içti ne yaptı?’ der. Ergenlik dönemi de lise aşklarının olduğu dönemdir. Madde bağımlılığı da beyinde aynı etkiyi yapıyor çünkü beynin aynı bölgesini etkiliyor. Aşkta ve madde bağımlılığında beynin aynı ödül sistemi bozuluyor. Ödül sistemi bozulunca kişi başka dünyaya kendini kapatıyor, perdelerini kapatıyor, odadan çıkmıyor. Bu uzun sürerse intihar riskini ya da çocuğun duygusal takıntılarını ve saplantılarını araştırmak gerekiyor. Yahut da bazı durumlarda eğitim hatası oluyor. Burada anne baba çok müdahaleci çok kontrolcü oluyor. İşgalci anne diyoruz. Hatta eskiden helikopter anne diyorduk. Şimdi drone anne diyoruz. Çocuk tuvalete giriyor, ‘Ne yapıyorsun?’ diye kapıya vuruyor anne. Yani o derece kontrol dozu aşmış. Bu çocukluk çağı travması sayılıyor. Böyle çocuklar odasına kapanıyor kimse girmesin diye. Çünkü anne çocuk olmadığı zaman bütün çekmeceleri karıştırmış. Her şeyi kontrol etmiş, cep telefonunu karıştırmış. Bu çocuk kendini özgür hissetmiyor. Halbuki ergenlik döneminde özel alan tanımak gerekiyor. Büyük hata yapmadıkça hata yapma hakkı tanımak gerekiyor. Bunu yapmadığın zaman çocuk anneye babaya da iyi niyetli oluyor, sevdiğini bildiği için onlara kırmamak için içine kapanıyor. Bu nedenle böyle bir durum varsa çocuğa konferans vermek yerine ilgi alanlarını konuşmak gerekiyor.” ifadelerini kullandı.

“Yol arkadaşlarının ortak bir hedefi vardır”

Çocukların tek ebeveynli ailelerde de sağlıklı büyüyebileceğini söyleyen Tarhan; “Tek ebeveynli aileler hane kırılganlığı açısından en kırılgan hane olarak kabul ediliyor. Beş üyesi olan aileler sağlıklı, tek ebeveynli aileler daha kırılgan. Burada tek ebeveynle büyüyüp sağlıklı büyüyen çok fazla çocuk gördüm ve görmeye de devam ediyoruz. Onun için bu tek ebeveynle büyüyen çocuk sağlıksız olacak diye bir ön yargıyla hareket etmemek lazım. Öyle bir anne oluyor ki çocukla çok güzel bir ilişki kuruyor. Çocuk sağlıklı yetişiyor. Zaten anne babalar çocukla bir yol arkadaşlığı kurmalı. Çocukla arkadaş olun derken laubali olun demiyoruz. Yol arkadaşı olun. Yol arkadaşlarının ortak bir hedefi vardır. O hedefe giderken bir danışma bir istişare vardır. Birlikte konuşma birlikte paylaşma vardır. Böyle bir ilişki kurabilirsek çocuk tek ebeveynli de olsa çok güzel yetişebilir.” şeklinde konuştu. 

“Çocuklar, anne babaların sözlerini değil izlerini takip eder”

Çocukların ebeveynlerinin davranışlarını örnek aldığını söyleyen Tarhan; “Çocuklar, anne babaların sözlerini değil izlerini takip eder. Halini ve davranışlarını örnek alır. Anne babalar çocukla ne kadar anı biriktirirse çocuk güzel yaşantılar deneyimleyerek büyür. Bu da çocuğun gelişen ruhuna senaryo olarak yazılır. Çocuk büyüdüğü zaman bu senaryolara yeni aktörler giriyor. Mesela ergenliğe girdiği zaman, evlendiği zaman başka aktörler giriyor. Zihinsel esneklik sahibi bir çocuk büyüttüysek o çocukluk senaryolarını yeniden yazıyor. Çünkü bu senaryolar canlı senaryolardır. Devamlı yenilenmesi gerekiyor. ‘Benim çocukluğumda annemle babamdan öğrendiğim kalıp şablon bir senaryom var, bunun dışına çıkamam diyorsan.’ kırılırsınız. Esnek olamazsınız. Mesela teflon tava esnek değildir zorlanınca kırılır çöpe gider ama kauçuk esnektir tekrar eski haline gelir. Bu psikolojik sağlamlıkta kullandığımız bir metafordur.” dedi.

“Ömür boyu aşk böyle evliliklerde ortaya çıkıyor”

Evliliği hidrojen ve oksijenin birleşmesine benzeten Tarhan; “Evlenmeden önce iki tarafın da Evlilik Olgunluk Ölçeğini uygulaması lazım. Bu ölçekte kişinin evliliğe hazır olup olmadığıyla ilgili 4-5 parametre var. Mesela ‘Hem evlenirim hem kafama göre yaşarım.’ diyorsa bir kişi evlilik yapamaz. Yani kişide evlilik olgunluğu olması için evlilik sadakatine sahip olması gerekiyor. Evlilik kavramının ne olduğunu bilmesi gerekiyor. Hatta bununla ilgili ben oksijen ve su örneğini veriyorum. Su H2O’dur. Hidrojen ve oksijenin birleşmesiyle oluşuyor. Hidrojen ve oksijen atmosferde özgür dolaşıyor. İkisi bir araya gelince özgürlük gidiyor ama bir yaşam kaynağı oluşuyor. Çünkü amaç oluşturuyor. Yani hayat veren bir kaynak oluşuyor. Şimdi evlilik de böyle bir şey. Yani iki taraf da evlenecek ama evlendikten sonra artık iki gözle iki kulakla bakmayacaklar hayata. Dört göz dört kulakla bakacaklar. Böyle olursa o evlilik müthiş bir evlilik oluyor. Harika bir evlilik oluyor ve ömür boyu aşk böyle evliliklerde ortaya çıkıyor. Bu evlilik olgunluğu önemli. Evlilik olgunluğu olmayan kişinin evlenmemesi daha iyi çünkü bu sefer daha büyük problemler ortaya çıkıyor. Bu aile yılında evlenmeden önce herkese bu testi yapmayı zorunlu kılsalar aile yılı müthiş bir iş başarmış olur.” ifadelerini kullandı. 

“Yasaklamak yerine yönetmemiz gerekiyor”

Teknolojiye karşı çıkmak yerine doğru kullanımının öğretilmesi gerektiğini belirten Tarhan teknolojinin kendisi bizatihi tarafsız olduğunu, buna karşı çıkmak ve yasaklamanın doğru olmayacağını söyledi. Tarhan, “Bazı aileler yasaklıyor. Çocuk teknolojiyle ilk tanıştığı zaman kontrolünü kaybediyor. Bunu yasaklamak yerine yönetmemiz gerekiyor. Hatta cep telefonu 5-10 sene öncesine göre öyle bir özellikler kazandı ki sadece telefon deniyor ama telefon değil artık. Cep telefonunun 64 tane fonksiyonu var. Videosundan tutun da fotoğraf çekmesine kadar bir sürü fonksiyonları var. Bu artık bir uzvumuz gibi oldu. Yani gözlük, ayakkabı, elbise gibi oldu. Bu nedenle buna karşı çıkmak yerine bunu uygun bir şekilde kullanmayı öğretmek gerekiyor. Bunu çocuğa küçük yaştan itibaren öğretirsek rahat uyum sağlıyor. Küçük yaştan buna başlamak gerekiyor. 6 yaş öncesi çocuk anne ve babaya bağımlı ve muhtaç olduğu için anne baba net tavır ortaya koyarsa, ortak dil kullanırsa çocuk hızla toparlıyor ve düzeliyor.” şeklinde konuştu. 

“Aile içerisinde eşitlik ilkesine göre hareket etmemiz gerekiyor”

Ailede yatay koalisyonun kurulması gerektiğini söyleyen Tarhan; “Çocuğumuz önce insandır sonra erkek veya kızdır. Onu bilmek gerekiyor. Önce insandır, ayrı bir bireydir. Temel hayat öğretileri, becerileri ikisinde de eşit verilir. Cinsel kimlikle ilgili konular özel olarak öğrenilir. Mesela çocuklar için anne babaları onların kahramanıdır. Kız çocuğu genellikle babaya daha eğilimli oluyor. Erkek çocuk anneye daha düşkün oluyor. Öyle bir genetik eğilim var. Bu ilişkide annenin ve babanın tutumuna göre kızın veya erkeğin davranışı değişiyor. Eğer ailede anne bir kızı, baba bir kızı ya da baba bir çocuğu, anne bir çocuğu tutarsa ailede dikey ilişki oluyor. Dikey ilişkinin olduğu ailede dikey koalisyon oluyor. Halbuki yatay koalisyon olması lazım. Anne baba ortak dil geliştirecek. Çocuklar kendi aralarında problemleri çözecekler. Çözülmezse bir araya gelecekler. Onun için aile içerisinde dikey ilişki varsa, anne bir çocuğu baba bir çocuğu tutuyorsa o evde huzur olmaz. Sessizlik olur ama ergenlikle birlikte çocuklar anne babaya düşman olur. Bazı durumlarda anne babaya hem sevgi hem öfke gelişiyor. Bu nedenle aile içerisinde eşitlik ilkesine göre hareket etmemiz gerekiyor.” dedi.

Huzurlu aile böyle ortaya çıkıyor…

Mutlu ailenin kilit formülünü anlatan Tarhan; “Ailede bu 5S’yi uygulayın, ortaya mutlu aile çıkar. Birinci S sevgi ama sevgiden de daha büyük bir kavram var. Karşılıksız sevgi, şefkat olarak geçiyor. İkinci S saygıdır. Sevgi suysa saygı da onun kabı gibidir. Saygının da daha gelişmişi var o da nezakettir. Üçüncü S sadakattir. Aslında evlilik olgunluğunun da temelleridir bunlar. Sadakatin iki anlamı var. Biri sadık olmak yani ihanet etmemek. İkincisi de sıdk kelimesinden geliyor, yani doğruluk. Yakın ilişkide yalan olmaması lazım. Aile içinde yalan yoksa güven oluşuyor. Güven oluştuğu zaman sadakat oluşuyor. Açık, şeffaf ilişkiler evliliğin en büyük ihtiyacıdır. Hesap verebilirlik burada önemli. Dördüncü S, sabırdır. Bu çağ hız çağı olduğu için acelecilik, sabırsızlık çok yaygın. Herhalde insanlık tarihinde bu kadar yaygın olduğu bir çağ yoktur. Birçok problem de bundan ortaya çıkıyor. Başarılı olan kişilerin en çok kullandıkları beceri sabır becerisidir. İki türlü sabır vardır. Biri negatif sabır diğeri pozitif sabır. Negatif sabırda kötü anlara kötü günlere katlanmak vardır. Pozitif sabırda ise hedefe giderken amacını düşünüp ilerideki büyük fırsatları düşünerek erteleyebilme sabrıdır. Bu aktif, amaca yönelik sabırdır. Beşinci S de samimiyettir. Samimiyetin içerisinde iki kavram vardır. Biri içtenlik diğeri de şükrandır. Samimi olan kişi içtendir. Samimi kişiler pozitif iletişim kurabiliyor. Bu kurallar aile değerleridir. Bunları uygularsanız emin olun eviniz müthiş bir güven yuvası, huzurlu bir ev olur. Huzurlu aile böyle ortaya çıkıyor.” diyerek sözlerini sonlandırdı. 

Paylaş
Oluşturulma Tarihi02 Mayıs 2025