Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan, bağlanmanın insanın temel duygusal ihtiyaçlarından biri olduğuna dikkat çekiyor. Bu ihtiyacın kişiyi diğer insanlarla iş birliği yapmaya ittiğini ifade eden Tarhan, bu duygunun kişide olmaması halinde o kişinin işbirliği yapamayacağını ve tek başına kalacağını vurguluyor. Tarhan;
"Bağlanma ihtiyacının eksikliği, kişinin diğer insanlara zarar vermesi sonucunu doğurabilir.
Feodal yapı esasında bağlılık duygusunun bir tezahürüdür. İnsanoğlu tek başına yaşayamaz çünkü bu şekilde kendisini güvende hissedemez, varoluşunu anlamlandıramaz. Herhangi bir şeye bağlandığı zaman ise "anlamlılık" ihtiyacını gidermiş olur" diyor.
Anlamlılığa da dikkat çeken Rektör Tarhan;
"İnsandaki metakognisyon genlerinden birisi de anlamlılık ile ilgilidir. Mana arayışı, insanın diğer canlılardan çok daha üstün özellikleri olduğu halde, mutlu olmasını engelleyen durumların ortaya çıkmasına sebep olabilir. Kişi, hayatın anlamını ve evrenin varoluşunu sorgular; bunu yaparken de evrenin kusursuzluğu karşısında kendisini aciz, güçsüz ve zayıf hisseder.
İnsanın aklı diğer canlılardan hayli ilerideyken; gücü, sonsuz ihtiyaçları karşısında diğer canlılara oranla daha sınırlıdır ve gücünün ihtiyaçlarının altında kalması, insanın mutlu olmasını engelleyerek kendisini boşlukta hissetmesine sebep olur. Bunun neticesinde insan, güçlü bir varlığa bağlanma ihtiyacı duyar.
İnsanın kendisini diğer canlılardan ayıran psikolojik ihtiyaçlarını giderebilmesi için bazı objelere ihtiyacı vardır. Bu ihtiyaç, "aile" gibi sadakat tezahürü oluşumların varlığını gerekli kılar. Zira aile, bireyleri dış dünyanın her türlü etkisinden koruyan bir sığınak niteliğindedir.
İnsanın dış tehlikelere karşı güçsüz ve zayıf olması onu feodal yapıya, gruplaşmaya götürür ve böylece topluluklar oluşur. Küçükten büyüğe tüm toplulukların temelinde sadakat kavramı vardır."
Okunma : 8435