TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

Mutluluk şans mı

Prof. Dr. Nevzat Tarhan mutluluğu, kıskançlığı ve inatçılığı anlattı.


nevzat_tarhan9

Mutluluk kader mi? Nerede aranmalı? Tarihte mutluluğu kimler yaşayabildi, bunu nasıl başardılar? Düşünce katılığı olarak kabul gören inatçılık ve kıskançlığın ölçüsü olmalı mı? Varsa ölçüsü ne olmalı?

Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Olay Tv’de yayınlanan “Eğitim Dünyası” Programında Zafer Bulut’un konuya ilişkin sorularını cevapladı.

MUTLULUK ŞANS ALGILAMASI DOĞRU DEĞİL


Mutluluk şanstır. Kişi mutlu olacak ortam ve şartlarda doğmuşsa mutlu olur gibi bir algı yanlış. Bunun kader şeklinde algılanması doğru değil. Mutluluk bir sermaye, kaynak gibidir ve iyi kullanılmalı. Üretilmeli sonra tüketilmeli. Tanımlaması doğru yapılmalı eğer doğru tanımlanırsa kişi zindanda dahi mutlu olabilir.

MUTLULUK NEREDE ARANMALI?


Maalesef kapitalist sistemin dayatmasıyla mutluluk metalarda, eşyalarda aranır oldu. Araba, ev, değerli eşya…vs. Halbuki kişi mutluluğu kendi içindeki gerekçelere bağlayarak aramalı. İşte o zaman mutluluk sürekli olur. Bunun için de zihin eğitimi gerekiyor. Bir çabası ve emek harcanmalı mutluluğu öğrenmek için.

MUTLULUĞU EN İYİ YAŞAYAN MEVLANA


Beyninde en çok mutluluk hormonu salgılayan kişi Mevlana. Beyindeki o iç eczaneyi iyi kullanan bir kişiydi. Kederi, üzüntüsü, sıkıntısı olmadı mı sanıyorsunuz oldu tabi ama bunları o iyi yönetebildi. Bunun için de dünyaya rol model olmuş kişi günümüzde. Hayatında bazı değerleri ön plana çıkarmayı başardı. ABD’de Sufi meditasyonda en çok satılan kitaplar. Tıp kitaplarında koruyucu ruh sağlığında referans gösteriliyor. İnsani değerleri ön plana çıkardı. Dürüstlük, yardımseverlik, alçakgönüllülük…vs. Bunlar çoğaldıkça mutluluk da artıyor.

DÜŞÜNCE KATILIĞI İNATÇILIK VE KISKANÇLIK


Kişilikte inat, kıskançlık gibi özellikler vardır. Bunların insanlarda olması doğal. Özellikle narsist, mükemmeliyetçi kişilerde bu özellikler daha barizdir. Bunlar düşünce katılığı olarak ifade edilir. Fazlası zararlı olmakla birlikte bu katılığı düzeltmek için düşünce esnekliğine başvuruluyor. Bu kişilerin aklına gelen ilk düşünce hayırdır. Hayır demesi onu bir anlamda korumaya almasıdır. Güvene alır kişi kendini hayır diyerek. Hayır dedim diyip mantıksız gerekçelerle bunu sürdürürse burada inat başlar. Kişi sorgular ve yanlış yaptığını anlar ve bu tutumunda vazgeçerse inat kararlılığa dönüşmüş olur.

Kıskançlık da düşünce katılığı. Bu duygu da herkeste olan bir duygu. Daha utanılacak olduğu için kişi bunu genelde görmez. Bunun için farkındalık önemli. Farkına varılmışsa çözüm kolay. Kıskançlık bazılarında hastalık derecesinde olabiliyor paranoya derecesinde. Kıskançlık uranyum enerjisi gibidir iyi amaçla kullanırsanız elektriğe dönüşebilir kötü kullanırsanız atom bombası olur. Kıskançlık duygusu hissettiğinizde bir kimsede, onun kişiliğini değil de bazı davranış ve çabalarını ayırt etmek gerekir.

Bir insan hedeflerini, nasıl insan olmayla ilgili önceliklerini belirleyip başkasıyla kıyaslarsa artı özelliklerini görür. Alçakgönüllülük kendini diğer insanlardan alçak görmesi değil, kişinin üstün görmeyip eşit görmesidir. Karşı tarafın üstün özellikleri kıyaslamaya giderse kıskançlığı bu besler. Kişi bende yok onda da olmasın şeklinde yaklaşmamalı. Hedefler koyup kendini o yönde geliştirmeli kişi.



Haber-Fotoğraf Şaban Özdemir (NPGRUP)

Okunma : 5913

 

İlgili

25 Ağustos 2011
"Kişisel Haberler" içerisinde

Haberler

Foto Galeri