Prof. Dr. Nevzat Tarhan modernizmle birlikte toplumun cinsel kimliğinde yaşanan değişimleri anlattı.
Modernizmin toplumun teorik temellerini değiştirdiğinin altını çizen Tarhan, mutluluğun tanımının değişmesiyle toplumda depresyonun arttığını, erotizmin teşvik edilerek stresle mücadele edilmeye çalışıldığını söyledi.
Diyanet İşleri Başkanlığı Dini Yayınlar Genel Müdürlüğünce 2-4 Aralık arasında düzenlenen”5. Dini Yayınlar Kongresi” Ankara Dedeman Otel’de gerçekleştirildi.
Türkiye’deki klasik eserlerden sonraki dönemlerde yayınlanan dini eserlere, Türk sinemasından basılı, sesli ve görüntülü yayınlara kadar birçok alanda ”Kadına Bakış”ın irdelendiği kongreye, 14 yayınevi ile yaklaşık 85 tebliğci ve müzakereci katıldı.
Öte yandan kadına yönelik şiddet konusuna dikkati çekmek amacıyla da 3 seminer düzenlendi. Bu kapsamda Üsküdar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan da katılımcılarla buluşanlar arasındaydı. Tarhan “ Modernizmin Dayattığı Cinsiyet Kimlikleri” adı altında bilgi verdi.
Kadının toplumsal kimliğiyle ilgili konuların mayınlı arazilerde dolaşmak gibi olduğuna dikkat çeken Rektör Tarhan, kadının annelik, eşlik ve iş kadınlığı gibi rollerinin her birinin ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Cinsel kimliğinin ötesinde kadının iyi bir anne ve iyi bir iş kadını olabileceğini vurgulayan Tarhan modernizmin insanlıkta teorik anlamda değişiklikleri beraberinde getirdiğini kaydetti.
MODERNİZMİN TEORİK TEMELLERİ DEĞİŞTİRDİ
“Modernizmin teorik temellerinde değişiklik söz konusu. İnsanlıkta değişiklik pagan kültüründe de oldu ancak bunların hiçbiri bu dönemde bilim adına yapılmamıştı. Tamamen eğitimsizlik adına olmuştu. Öyle ki mesela bu kültürde 25 yaşına kadar ne erkekler ne de kadınlar giysi giymiyordu.
Kadın erkek ilişkileri Spartada da görüldüğü üzere hayvansal dürtülerden ibaretti. İnsani özellikler hep geri planda. Kadının değerliliği cinselliğe indirgemiş vaziyette. Pagan kültüründeki bu yaklaşım semavi öğretilerle değişikliğe uğradı.
Pagan kültürü öğretileri modernizm adı altında Darwin ve Freud tarafından bilimsel gerçeklere dayandırılarak topluma empoze edildi. Bilimsel olunca toplum da bunu kabul etti. Bir anlamda insanlık neslinde tekrar pagan kültürüne bir dönüş söz konusu oldu. Örneğin California’da bu tip bir yaşamın izlerini görmek mümkün. California sendromu da pagan kültüründen doğdu.
PAGAN KÜLTÜRÜ CALİFORNİA SENDROMUNU DOĞURDU
Günümüzde de tartışılan California Sendromunun 4 ana özelliği var.
İlki bu kişilerin temel özelliği hedonizmdir. Zevki yaşam amacı olarak görürler ve bunu ego ideali olarak hayatlarına uyarlarlar. Zevk peşinde koşmayı birinci hedef olarak seçen bu kişilerde ikinci özellik olarak benmerkezcilik gelişti. Bu özellik nedeniyle kişi kendi çıkarını hiyerarşik düşünce içinde hep en tepede tuttu. Başkaları onlar için önemli değildi.
Toplumda bu kişiler çoğalınca üçüncü ayak yalnızlık ortaya çıktı. ABD’nin bugün en büyük psikososyal sorunu bu. Yalnızlık. Öyle ki Alzheimer’in nedenleri arasında yalnızlık görülüyor. Pagan kültürünün neden olduğu California sendromunun insanlığa getirdiği üç özellik daha sonra mutsuzluğu ortaya çıkardı. Bakıyorsunuz evi, arabası, maddi birçok şeyi olan kişiler mutsuz oldukları gözlendi.
HERKES İYİ İNSAN OLABİLİR
İdeal mutluluk kişinin kendi zihninde soyut değerler koyarak mutlu olması aslında. Herkesin parası, pulu olmayabilir ama herkes iyi birer insan olabilir. Bunun için de kişi kendine soyut idealler koyması gerekir. Kişi doğaya hakim olamadığını bilmeli ve kontrol edemeyeceği şeylerin ayrımını iyi yapabilmeli.
MUTLULUĞUN TANIMI DEĞİŞTİ DEPRESYON ARTTI
Modernizmle birlikte kişiler her şeyi kontrol altına alabileceğini sandı. Bu mümkün olmayınca modernizmle birlikte depresyon da arttı. Depresyona neden olan bir virüs mü var bu araştırılmaya başlandı. Oysa bunun en büyük nedeni yaşam stilinin, toplumda mutluluk tanımının değişmesi oldu.
Modernizm insanda değerlilik ölçüsünü değiştirdi. Parayı, seksüelliği ön plana çıkardı. Yaşamın felsefesini değiştirdi. Varlıklı ancak mutlu olmayan toplumların oluşmasına neden oldu. İnsanlardaki psikiyatrik rahatsızlıkların artmasına neden oldu.
Freud ve Darwin’in bilime yanlış katkılarından bir de iç güdüleri serbest bırakmayı önermesi oldu. Cinselliği ön plana çıkardılar. Cinsel özgürlüklerin olması halinde ruhsal hastalıkların azalacağı yönünde tez geliştirdiler. Bu yaklaşım psikiyatri ofislerinde de ifade edildi bu nedenle açık evlilikler gelişti. Kitaplar yazıldı bu teşvik edildi. Özgürlük abartılı yorumlandı. Sonuçta fatura çocuklara kesildi. Mutsuz insanlar yaygınlaştı. İnsanın biyolojik doğasına aykırı olduğu için dağıldıkları görüldü.
MODERNİZM STRESLE MÜCADELE EROTİZMİ TEŞVİK ETTİ
Modernizm erotizmi kadında romantizmin önüne geçirdi. Seks yaparak rahatlayan akım oluşturdu. Böylece ilk defa cinsel bağımlılık tanımlaması yapıldı. Davranışsal bağımlılıklar altında kitaplara girdi. Öyle ki toplum cinsellikle ilgili çılgınlıkların yaşandığı toplum haline geldi. Stresle baş etmede modernizm erotizmi teşvik etti. Bu yaşamın her alanına yansıdı.
Şaban Özdemir (NPGRUP)
Okunma : 4775