Kaybetme korkusunu azaltan en büyük şey sevgidir. Sevgi arttığı zaman kıskançlık gibi negatif duygular azalır. Kıskanılan kişi eşinin kıskançlığını, korkusunu, güvensizliğini gidermek için savaşmak yerine daha çok sevgi vermeye çabalamalıdır.
İkili ilişkilerde en büyük ihtiyaçlardan biri karşılıklı güvendir. Sürekli kıskanılmak, güvenilmemek elbette kıskanılan tarafı da yoracak ve gerecektir. Böyle bir muameleye maruz kalan kişi eşine şu şekilde yaklaşmalı: “Bana vereceğin en büyük armağan bana inanmandır. Ya bana güven, ya da güvenmemekte haklı olduğu kanıtla. Sen yoluna git, ben yoluma gideyim” tarzında kesin bir dil kullanmalıdır. Eşinize vereceğiniz kaçamak cevaplar onun şüphesini daha çok arttıracak, üzerinize daha çok gelecektir.
Hastalık derecesinde kıskanç bir insanla birlikte yaşamak zorunda kalanlar günün her saatinde karşılarındakinin güvenini yeniden kazanmak zorunda bırakılırlar. Çünkü karşılarında kişi kendilerini sürekli sıkıştırır, hesap sorar. Böyle insanlara şaka bile olsa yalan söylememeli, her şart altında dürüst olmalısınız. Aksi halde en ufak bir yalanı, dil sürçmesini vs. size karşı kullanacaklardır.
Hastalık derecesinde kıskanç kişilerle yaşamak zorunda kalanlar mutlaka sabır eğitimi almalıdırlar. Karşılarındaki kişi tartışmayı çok sever. Tartışmayı uzatmamak için onlara çok kesin ve net yanıtlar vermek gerekir. Sorun neyse masaya yatırıp açık açık konuşmak lazımdır. Bu bir risktir ama bu, göze alınmazsa hayat daha da çekilmez hale gelir.
Kıskançlık birçok evliliğin yüz yüze kaldığı ve aile içi ahengi bozan bir durumdur. Kıskanan kişi de kıskanılan kişi de bu sorundan ötürü yaralanır. Bu nedenle sorunu elbirliği ile mümkün olduğunca açık ve empatik yollarla çözmeye çalışmak faydalı olacaktır.
Okunma : 5526