TARHAN Ailesinin Soy Ağacı

“HAYIR” Demezseniz Bağımlı Olabilir!

SÜsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Nevzat Tarhan Bonzai gerçeğini Sabah Gazetesi’nden Didem Seymen’e anlattı…

Çocuğuna sürekli olarak 'Hayır' diyen ailelerin yanı sıra her istediklerine 'Evet' diyen ailelerin de çocukları uyuşturucu açısından risk altında. Ne her istediğini yapın, ne de paraya boğun; sadece sevin.

Son yıllarda hemen her gün gazetelerde 'Bonzai'den bir kişi daha öldü' haberleri okuyoruz. Okul kapılarında bile kolaylıkla satılan Bonzai, insanları kısa sürede öldürüyor. Böcek ilaçları, aseton, fare zehri ve tiner gibi çok sayıda kimyasal maddenin, bazı bitkilerin yapraklarına püskürtülerek emdirilmesi sonucu elde edilen Bonzai kullanıldığında kalp çok hızlı atmaya başlıyor ve kişide dünyadan kopma hissi oluşuyor. Zengin, fakir demeden her kesimden bağımlının kullandığı Bonzai, her gün yeni bir yaşamın son bulmasına neden oluyor. Bonzai gerçeğini Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan anlattı:

KOLAY BULUNUYOR

Kolay ulaşılabilir olması, eroin ve kokaine benzeyen bir etki vermesi nedeniyle Bonzai çokça tercih edilir oldu. Maddi durumu iyi olanlar da, olmayanlar da bu sentetik uyuşturucuyu kullanıyor.

Bonzai, genellikle esrar kullananlar için geçiş maddesi gibi. Esrar kullananlar Bonzai'ye daha kolay geçiyorlar. Ama doğrudan Bonzai'ye başlayanlar da çok var. Bu sentetik uyuşturucu kısa sürede bağımlılık yapıyor. Esrarı altı ay-bir yıl kullandıktan sonra bağımlılık etkisi ortaya çıkar. Eroin üç-dört kullanımda bağımlılık yapar. Bonzai de eroin gibi üç-dört kullanımdan sonra yetmemeye başlıyor ve doz artırımı gerekiyor.

Bağımlılığa 'ödül yetmezliği sendromu' deniyor. Yani bu kişilerin beyinlerindeki ödül-ceza merkezi hazza doymuyor.S

SADECE SEVGİ YETMİYOR

Burada yoksul olan ile varlıklı olan arasında fark yok. Yani özellikle 'Ben bu çocuğu sevgi ile büyüttüm ama uyuşturucu bağımlısı oldu. Neden böyle bir şey oldu?' diye sorduklarında araştırıyoruz; sevgiyle disiplin bir arada verilmiyor çocuğa. Bu çocuklar, 'Hayır' demeden büyütülen çocuklar.

Bağımlılık tedavisinde gençlere 'Hayır' deme modüllerini öğretiyoruz. Hem akranlardan gelen, hem de dışarıdan gelen tekliflere karşı 'Hayır' demeyle ilgili beceri kazandırılması gerekiyor.

Bir de her şeye 'Hayır' diyen anne-babalar var. Bu tarz ailede büyüyen çocuklar mutsuz oluyorlar ve mutsuzluklarını gidermek için uyuşturucu alıyorlar.

Çok sevdiği ortamda büyüyen çocuk da, mutsuz büyüyen çocuk da Bonzai için risk altındadır. Hiç kimse 'Benim çocuğum asla Bonzai, uyuşturucu kullanmaz' diye kendini garantide hissetmemeli.

Bağımlılıkla ilgili yapılan çalışmalar, çocuğuyla sıcak ilişkiler kurabilen ailelerde bağımlı çocukların bir süre sonra 'Bağımlılık mı, annem-babam mı?' sorusuna 'Ailem' diyebildiğini gösteriyor.

İLK HAZZI ALABİLMEK İÇİN SÜREKLİ İÇİYORLAR

Bağımlılık maddeleri zevk tuzağı ile doludur. Gençler bonzainin ve diğer uyuşturucuların verdiği yalancı hazza yönelme hissediyorlar.

Torbacılar ilk başta bu maddeleri bedava veriyorlar. İkincide, üçüncüde para istemeye başlıyorlar. İlk verilen şey 'tuzak tattırması'dır. Özellikle Bonzai veya herhangi bir uyuşturucu madde, ilk kullanışta öyle bir yalancı haz veriyor ki; gençler bu yalancı ve tehlikeli hazzı yakalamak için yeniden almaya başlıyorlar ve hiçbir zamanda o ilk hazzı yakalayamıyorlar. Bu, bütün maddelerde geçerlidir.

SİLGİ ALANLARI DEĞİŞMELİ

Sadece ilk alımda alınan o geçici ve yalancı hazzı tekrar alabilmek için senelerce devam ediyorlar. Buna 'ödül yetmezliği sendromu' deniyor. Kişi ceza sistemine yönelmeyi biliyorsa; zevk tuzağına düşmez. Bu tuzağa düşmemek için beyindeki ödül-ceza sistemini yönetmesi gerekli. Onun için bağımlılığa beyin hastalığı deniyor. Bağımlı kişilerin ödüllerine sınır koyabilmeyi, yani ödül-ceza merkezini yönetmeyi öğrenmesi lazım. Bunu öğrenen kişi ilgi alanlarını değiştirebilir, geliştirebilir.

SABAH

 

 

Okunma : 7013

 

İlgili

Haberler

Foto Galeri