Duygusal zekânın keşfiyle beraber, duyguların hayatımızdaki rolü dikkate alınmaya başladı. Ancak bu kez de Budizm gibi, bu dünyayı tamamıyla terk etmeyi idealize eden öğretiler yüceltildi. Oysa gerekli olan, bilimsel çalışmaların verdiği sonuçları insani değerlerle birleştirmekti.
Profesör Doktor Nevzat Tarhan, Duyguların Dili’nde insanoğlunun sahip olduğu olumlu ve olumsuz duyguları (sevgi, güven, ümit, iyimserlik, merhamet, şefkat, mutluluk, estetik duygusu, sorumluluk, vefa, adalet, sabır, sonsuzluk duygusu, bencillik, gurur, kibir, üstünlük, utanma, şüphe, kıskançlık, öfke, kin, üzüntü, nefret) tek tek çözümlüyor. Olumlu duyguları daha etkin kullanma yollarını gösterirken, olumsuz duygularla mücadele yöntemlerini ve bunların bireysel ve toplumsal faydaya nasıl tahvil edilebileceğini açıklıyor.
Sağ, Sol ve Ön Beyin Alanları
Kitaplarında sunduğu bilgilerin bilimsel verilerle desteklenmesine bilhassa önem veren Tarhan, Duyguların Dili’nde de aynı üslubu benimsiyor. Yazar, nöroloji biliminde yaşanan gelişmelerle, sağ ve sol beyin loblarının düzenlediği zihinsel işlemleri örneklerle anlatıyor.
Biliyoruz ki, sol beyin veri toplama ve topladığı donelere anlam katma özelliğine sahip. Yine sol beyin, rasyonel ve stratejik düşünceler üretip uzun vadeli planlar yapıyor. Eğer’ ve ‘fakat’ sözleriyle başlayan cümlelerimiz sol beyin alanımız tarafından yönetiliyor. Sağ beyin alanımız ise duygularımızı yönetiyor, sıcaklığa ve yakınlığa önem veriyor. En çok ‘hemen’ ve ‘şimdi’ diye başlayan cümleler üretiyor.
Sol beyni eril, sağ beyni dişil olarak niteleyen Tarhan, kitabında bu iki beyin alanını doğru yerde kullanmak yönünde tavsiyeler veriyor. Bu noktada ön beyin alanıyla ilgili yeni bilgiler devreye giriyor. Akılla duyguyu birleştiren ön beyin, bilgileri işleme sürecini gerçekleştiriyor. Bunun için, iki beyin lobu arasında koordinasyon sağlayabilen kişiler, akıl ve duygu dengesini doğru kuruyorlar.
Yeniden Kazanılan Gelenek
Nevzat Tarhan, doğru zamanda doğru duyguları ön plana çıkarma ve duyguları eğitme ve yönetme yeteneği olarak özetleyebileceğimiz duygusal zekâyı bilimsel verileri ve tarihsel birikimi göz önüne alarak yeniden gündemimize sokuyor. Tarihsel olarak doğu kökenli kavramlar olan kendi çıkarına ters düşse bile adaletten vazgeçmemek, gerektiğinde gücü terk edebilmek, erdem sahibi olmayı önemsemek gibi değerler kitapta yeniden kazanılan gelenekler olarak anlatılıyor. Tarhan bir anlamda duygusal zekâyı doğunun ve batının değerleriyle yeniden yorumluyor. Zaten yazara göre, kitabın amacı da; insana duygularının kökenini anlatıp, kendi kendisini yönlendirmesini sağlamak.
Okunma : 5219