Prof. Dr. Tarhan, Belek Turizm Merkezi'ndeki bir otelde düzenlenen "2. Psikiyatri Zirvesi ve 9. Ulusal Anksiyete Kongresi" kapsamında gerçekleştirilen basın toplantısına katıldı.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, depresyonun önlem alınmazsa 2020'de, insanların ruh sağlığını bozan, yaşam kalitesini düşüren rahatsızlıklar arasında ikinci sıraya yükseleceğini vurgulayan Tarhan, "Sokakta dolaşan her 100 kişiden 17'sinde klinik depresyon (ileri derecede depresyon) hastalığı var. Bunun yanında yüzde 40-50 civarında da depresif belirti var. Bu belirtiler keyifsizlik, umursamazlık, karamsarlık, öfkelilik, sinirlilik." dedi.
Tarhan, 100 bin nüfuslu bir şehirde 17 bin kişinin klinik depresyon nedeniyle tedaviye ihtiyaç duymasının önemli bir konu olduğunu kaydeden Tarhan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye geneline baktığımızda, nüfusun yüzde 17'si, yani 10 milyona yakın kişinin depresyon olma süreci söz konusu. Tabii bu sayının çoğu tedavisiz kalıyor. Yine baktığımızda 'aile içi şiddet' diyorsunuz ama arkasında depresyon var. Erkekte depresyon var, kadında depresyon var. Bu depresyon şiddet şeklinde yaşanıyor. Aslında tedavi edilse şiddete dönüşmeden düzelebilir."
"Örtülü depresyon" görülen kişilerin ise böyle bir rahatsızlığı bulunduğunu bilmediğine değinen Tarhan, bu hastalığın erkeklerde daha çok öfke, kadınlarda ise ağlama şeklinde ortaya çıktığını anlattı.
Türk kültüründe duyguların çoğunlukla bastırıldığını belirten Tarhan, "Ne oluyor? Mide hastalığı, kalp hastalığı gibi hekime gidiyor, doktorlar 'sinirsel' diyor. Ama buna hasta yakınları inanmıyor. Kişi oysa depresyon geçiriyor." diye konuştu.
Gelişmiş ülkelerde yaşam standardının sosyal dayanağının zayıf olmasının da depresyon sebepleri arasında yer aldığını ifade eden Tarhan, Irak savaşında Amerikan askerlerinin kola içemedikleri için depresyon yaşadıklarını kaydetti.
HABERTÜRK
Okunma : 5226