Türkiye’nin ilk Nöropsikiyatrik hastanesini açıyorsunuz. 50 yatak kapasiteli olacak. Yatarak tedavi ihtiyacı neden doğdu?
Biz nöropsikiyatrik tedaviyi Memory Center’da poliklinik hizmetiyle uyguluyorduk. Ancak ayakta tedaviye cevap vermeyen hastalarımız oldu. Ağır travmalar, kronik şizofrenler… Bu hastalarımız ABD’ye gidip tedavi oluyorlardı. Şimdi buraya gelecek…
Nöropskiyatrik tedavi nedir?
Psikiyatrinin yeni bir yaklaşımı bu. Hastanın beyin fonksiyonlarını ölçerek tedaviyi amaçlıyor. Fonksiyonel MR, klasik MR’dan farklı olarak beynin metabolizmasını, oksijenlenmeyi ve kanlanmayı ölçüyor. Bu da bize beynin nasıl çalıştığını gösteriyor.
Bir örnek verir misiniz?
Diyelim bir panik hastası. Korktuğu bir resmi gösteriyorsunuz. İşte beynin o anda hangi bölgesi nasıl çalışıyor, anlıyoruz.
Ne tür hastalar geliyor? Yatarak tedavinin süresi nedir?
Bize gelen hastalar arasında akrabasına, ya da evli adama-kadına aşık olan gençler de oluyor. Bazıları aileleriyle geliyor. Üçlü tedavi yöntemiyle yaklaşıyoruz hastaya. Beyin fonksiyonlarını ölçüyor, ilaç veriyor ve psikoterapi uyguluyoruz. Günde 3-4 saat yoğun psikoterapide sorun çözme stilini, iletişim stilini, yanlış düşünce kalıplarını araştırıyoruz. Asgari 2 haftalık tedavi sonunda hastaneden ayrılırken bu ‘aşk hastaları’na sözleşme imzalatıyoruz. Sosyal izolasyon uyguluyoruz, yani aşık olduğu kişiyle 3-6 ay görüşme yasağı… 6 ay sonra bakıyoruz. Duyguları devam ediyorsa, insiyatifi ona bırakıyoruz.
Yani liseden beri uyguladığımız “Bir süre ayrı kalalım, ilişkimizi donduralım” yöntemi işe yarıyor…
Evet. Çünkü dışarıdan, objektif bakmayı sağlıyor ilişkiye. Gözden geçirme fırsatı veriyor.
Yazının tamamını görmek için tıklayınız.
Zeynep K. PİREBAŞ
KAYNAK: Vatan Gazetesi - Çikolata Eki
Okunma : 7423