"Bir insanın doğru yolu izlemekle yolunu şaşırıp kaybolduğunu hiç görmedim." Bu söz eğitimcilerin çocuğa dürüstlüğü öğretirken söyledikleri bir sözdür. Doğru yolu izlerken neyin doğru, neyin yanlış olduğunu belirleyen rehberler vardır. Bu rehberlerin bir kısmı biyolojik eğilimlerdir. İkinci kısmı ahlaki vicdandır, üçüncü kısmı toplumun çizdiği sınırlardır.
Adalet bölümünde vurguladığım gibi adil olmakla dürüst olmak biri birini tamamlayan değerlerdir. Çocuklar üzerinde yapılan deneyler adil paylaşım eğiliminin doğuştan geldiğini doğrular niteliktedir. Freud'un çok yerinde tanımladığı vicdan kavramı toplumun egomuzun bir bölümünü geliştirmesi ile ilgilidir. Hangi normların ahlaki olduğunu ise toplumun kültürel standartları belirliyor.
Ahlaki vicdan oluşması suçluluk ve pişmanlık duyguları ile yakından ilgilidir. Dürüst bir davranışın arkasında ahlaki vicdan her zaman olmayabilir. Ahlaki vicdanı olmayan dürüst davranış satın alınabilen bir vicdandır. 100 lira rüşveti reddeden ama 100 bin lira rüşvet karşılığında direnemeyen memur bu tipe uyar. İnsanoğlu hatalı bir davranışı haklı ve mazur göstererek bahaneler bulmaya her zaman hazırdır. Küçük bir hata başka bir hatayı davet eder. Kıvılcımın küçük olması şartlar hazırsa yangın başlatması için yettiğini biliriz. Bunun için dürüstlüğün taviz vermeye tahammülü yoktur. İlkelerinden fedakarlık yapmanın sonu gelmeyecek yeni ilkesizlikleri doğurur. Tekrarlar alışkanlığa dönüşür ve doğal kabul edilmeye başlanır. Rüşvet almayan kişiye "Namussuz herif verdiğim parayı almadı" denildiğini duymuşsunuzdur. Dürüstlük herkeste olması gereken bir değer iken günümüzde "meziyet'' olması anlamlı değil mi?
Üç türlü dürüstlük vardır
Birincisi gerçek dürüstler, çıkarlarına ters olsa da sözlerinde dururlar. İnanmadığı şeyi yapmazlar. Her türlü etki karşısında sonuna kadar direnirler. Niyetleri, düşündükleri, söyledikleri ve yaptıkları hep uyum içindedir.
İkincisi dürüst görünenler: Bunlar başkalarını aldatmak için maksatlı bir şekilde doğru davranış gösteririler. Böylelerini günlük yaşamda hemen tanıyamayız. Yanlış hareketlerinde suçluluk, pişmanlık duymamaları ile anlaşılabilirler. Yahut alışmadıkları ve beklemedikleri bir durum karşısında kolayca çözülmeleri nedeniyle teşhis edilebilirler. İnsanlarda kolayca güven uyandırarak aldattıkları için bu kişiler uzun ilişkilerde anlaşılırlar. Sık sık dürüstlük mesajları veren kişilere bu nedenle dikkat etmek gerekir. Çünkü iç dünyalarında ayartıcılık, baştan çıkarıcılık ve iki yüzlülük önemli rol oynayabilir. Baskıcı ortamlarda bu tip dürüstlük daha yaygındır.
Üçüncü tür dürüstlük ise durumsal dürüstlerdir. İçinde bulundukları ortam imkan vermediği için dürüst davranırlar. Yaşadıkları sistem kurallı bir ortamdır. Ödül ve ceza mekanizması iyi yapılandırılmıştır. Kendi evreleri ve hayat şartlarında ahlaklı insanlarken çevrelerinden çıktıklarında veya şartlar değiştiğinde değişen insanlardır.
Gerçeği konuşmak, dürüstlük farkı
Değer olarak dürüstlüğü vurgularken dürüstlüğün yorumunda ve vicdani dürüstlüğü de göz ardı etmede önem taşır.
Sevdiğin bir insana toplum içerisinde nefesin kokuyor, dişlerin kirli demek gerçeği söylemektir ama doğru değildir. Bu durumda niyet ve nezaket etkenlerini sorgulamak gerekir. Niyeti o kişiyi incitmekse doğru konuşması dürüstçe değildir. Niyeti o kişiyi incitmek değilse nezaketsizlik, görgüsüzlük göstermiştir. Yöntemi dürüstçe değildir.
Yahut kooperatifin on milyonunu kurtarmak için inşaatı altı ay geciktirmek görünüşte dürüstlüktür fakat dürüstlüğü doğru yorumlamadığı için herkese zarar vermiştir. Bu davranışa dürüst ahmaklık demek daha doğru olur.
Yalan, yanlış farkı
Hava raporunu sunan raportörün ertesi gün söylediklerinin çıkmaması çocuklar tarafından yalan olarak algılanabilir. Raportörün niyeti söylediklerinin kesin doğru değil tahmin olduğu bilinmesi yanlışla yalanı ayırır.
Yalan bilerek ve isteyerek bir çıkar için veya kendini savunmak için kişinin doğruları değiştirmesi veya gizlemesidir.
Dürüstlük ve bilgi saklamak
Dürüst insanın her söylediği doğru olmalı ama her doğruyu her yerde söylemek doğru değildir. Bazı durumlarda bilgi saklamak gerekebilir. İncitici gerçekleri söylemek gerekmez. Bir kadına eşinin aldattığını söyleyerek ilişkilerini bozmak gerçek ama yanlış bir harekettir. Diğer taraftan ilişkilerini onararak bir şeyler yapabilmek için bu bilgiyi saklamak doğru bir harekettir. Burada kişilerin iç dürüstlüğü yani ahlaki vicdanı belirleyici rol oynar.
Bazı durumlarda bilgi saklamak yalancılığın bir türüdür. Şirket yönetiminde önlem alınabilecek bir bilgiyi kötü niyetle söylememekle yalancılık iken bilmeden saklamak yetersizliktir.
Toplumun, genlerimizin ve ilahi öğretinin içimizdeki temsilcisi vicdandır. Bunu Freud haklı olarak üst ben olarak tanımlamıştır. Sorgulayıcı ve denetleyicidir. Kişiyi eğitir. Fazla sıktığında da kişiyi depresyona sokar. Gevşek ve kuralsız olduğunda da kişi antisosyal, acımasız, utanmaz birey yapar. Bu nedenle dürüst olmayan bir davranışta, tutumda yüzü kızaran bireyleri çoğaltmak dürüstlüğün değer olarak yaşatılması ile ilgilidir.
Doğruluk acıdır, meyvesi tatlıdır
Her din ve kültür doğruluğu yüceltmiştir. Kısa vadede bir şeyler kaybetse de doğru insan uzun vadede hep kazanmıştır. Tarihte bunun örnekleri çok fazladır.
Musevilikte dürüstlük çok fazla vurgulanır. Fıkıh kitabı Talmud'da bunun pek çok örneğini görürüz. Musevi özdeyişlerinde "Bir yanlış söz bir savaş başlatabilir, Allah kalbi kırılmışların yanındadır, borçlar lafla ödenmez" gibi sözleri sayabiliriz.
İslam dininde de benzer vurguyu görürüz. "Aldatan bizden değildir, iman ve yalan aynı anda bir arada bulunamaz" gibi özdeyiş ve peygamber sözleri bilinmektedir.
Anadolu'da Ahi teşkilatlarında dürüst olmayan esnafın damına işaret konarak cezalandırıldığı bilinirdi. Kendi çocukluğumuzda babamızın sık vurguladığı "Doğruda aç eğride tok görmedim" sözü; annemizin sık vurguladığı, "İdam sehpasında yalanı öğreten annesinin dilini ısıran genç" örneği hep kulaklarımızdadır. Bu nedenle dürüstlük denilence parmakla uyarma hareketi değil içinde dürüstlük mesajı olan ilişkiler kurmak bu değeri en iyi yaşatan davranıştır.
Dürüst olmak kendimizi iyi hissettirir
Dürüstlük insanın içindeki ayartıcı dürtülerine karşı bir zaferi olduğu şekilde algılanırsa kişi de başarı duygusu uyandırır ve kişiyi mutlu eder. Ama çıkar odaklı yaşam felsefesi olan insanlar için bu geçerli değildir. Dürüstlüğü yöntem ve değer olarak benimseyen kişiler sonuçlarını hemen alamazlar. Güven olarak geri dönüşü için zamana ihtiyaçları vardır. Ancak kısa vadede de içsel bir ışık ve sevinçli bir sıcaklığın vücudunda dolaştığını hissedebilirler. Bu erdemliliğin peşin ücretidir.
Okunma : 16319